AnasayfaGenel Edam & Volendam Gezi Notları

Edam & Volendam Gezi Notları

esrageziyor

VOLENDAM

Kuzey Hollanda denizinde tipik bir Hollanda balıkçı şehri Volendam. Sanıldığı gibi kasaba ya da köy değil fakat yakınlarında bulunan Edam, Marken gibi kasabalardan dolayı o da “Amsterdam’a yakın köyler” adı altında anılıyor. Bence bunun fazlasıyla da popülerliğini kullanan ve turistik olup sizi o havaya sokmayan bir şehir.

Deniz kenarı olması, yürünecek sokaklarının daha uzun olması, limanı bulunması ve yeme-içme ve hediyelik uygun eşya bulmaya dair çok fazla seçenek barındırmasıyla Volendam kesinlikle çok güzel.

Nasıl gidilir?

Volendam & Edam ve Marken üçlüsünü görmek gibi bir niyetiniz varsa eğer size EBS kart almanızı tavsiye ederim. EBS ofisinden 10€ karşılığında, internetten ise 9€’ya alarak 1 gün içinde sınırsız olarak kartın dahil olduğu otobüs hatlarında bu kasabaları sınırsız bir şekilde gezebilirsiniz.

Kartı internetten alabileceğiniz adres bu linkte.Otobüsler Amsterdam merkez istasyonun üst katında, nehir tarafından kalkıyor. Volendam’a giden otobüsün numarası ise 110, 118 ya da 316 ve yolculuk yaklaşık yarım saat sürüyor.

Amsterdam’a yakın köyler rotası oluşturmak isterseniz de buradaki yazım işinize yarayacaktır.

EBS Kart Otobüs Rotası ve Numaraları

Ne yapılır?

Volendam en başta da söylediğim gibi bir sahil kasabası. Biz otobüsten inip olayların döndüğü kısım olan sahil şeridine ilerlerken bir da açık pazarla karşılaştık. Cumartesi günü olduğundan mıdır her gün mü o pazar oradadır bilemem her türlü şey satılıyordu pazarda. Peynirler, çiçekler, kıyafetler… minik bir Albert Cuyp Market gibiydi Amsterdam’daki.

Marina kısmında gezerken mağazaları incelerseniz çok sayıda fotoğrafçı olduğunu göreceksiniz. Bu fotoğrafçılar tam olarak turistler için. Sokak fotoğrafçısı değil bahsettiğim stüdyo olanlardan. Yerel kıyafetleri giyerek orada fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Belki klişe ama bence güzel. Bu sefer vaktim yoktu ama bir daha gidersem eğer aklımda şimdiden çok güzel pozlar var 🙂

Volendam

Volendam

Volendam’da yeme içmeye dair bahsedebileceğim bir kaç bir şey de var. Zaten diğer kasabalardan büyük olduğu için daha fazla restoran ve daha fazla seçenek bulabileceğiniz için o konuda rahatsınız. Burada popüler olan şeylerden biri Haring Balığı. Nasıl bir balık bu derseniz çiğ! Bildiğiniz filmlerde kuyruğundan tutup midelerine indirilen balıklar demek buralardan geliyor diye düşünmedim değil bir kaç kişiyi bu şekilde yerken gördüğümde. İster sade, ister sosla isterseniz de ekmek arası olarak yiyebilirsiniz bu balığı. Ben denemedim ama aslında denesem olurdu. Siz denerseniz ya da denediyseniz yazın yorum olarak nasıl olduğunu.

Benim denediğim ise Kibbeling oldu. Kibbeling kızartılmış balık parçaları. Kesinlikle çok lezzetliydi ve böyle sokak lezzetlerinin yanına koydukları sosları ben ayriyeten çok seviyorum. Sokak lezzeti dediysem sadece sokakta yok, oturup yiyebileceğiniz minik atıştırmalık dükkanlarda var ki o dükkanlarda balık çeşiti çok daha fazla.

Aynı zamanda sokaklarda waffle, dondurma ve patates kızartması da satılıyor. Biz denemek için bir küçük Kibbeling (4€) ve bir de küçük patates kızartması (2€ + sos 0.5€) aldık ve kendimize ayak üstü atıştırmalığı yapmış olduk.

Patates kızartması ve Kibbeling / Volendam

Hediyelik eşya için de bence en iyi ve ucuz seçeneklerden birisi Volendam. Gitmeden önce Ceren’in de blogunda okumuştum fakat nedense mağazanın ismini not almamıştım, dükkanlara gire çıka şans eseri onun da belirttiği dükkandan alışveriş yapmışız. İsmi Többen. Sahil kısmına çıktığınızda sol tarafa doğru yürüyün, en sonlarda sağda kalacak bu hediyelik eşya dükkanı. Magnetler 1€, minik seramik Hollanda tarzı ayakkabılar 2€, ciddi güzel bardaklar 4€, tahta ayakkabılar 3.5€’dan başlıyordu. Giysi de vardı, her türlü hediyelik eşya vardı içeride. Hatta kasada arkada Türk bayrağının da asılı olduğunu gördük, sanırım işletenlerden birisi Türk. Bize denk gelmedi kimse ama giderseniz siz de fark edersiniz.

Többen Hediyelik Eşya Dükkanı

 

Volendam da aynı zamanda müzeler de ilginizi çekebilir. Peynir Müzesi ( Cheese Factory Museum) ya da Volendam Müzesi ilginizi çekerse gezebileceğiniz yerlerden. Cheese Factory Museum hemen sahil şeridinde bulunduğundan muhakkak sokaktan yürürken göreceksiniz. Müze bölümüne ücretsiz olarak girerek , peynirlerin ne aşamalardan geçerek nasıl yapıldığını yöresel kıyafet giymiş çalışanlardan dinleyerek öğrenebilirsiniz. Sonrasında da denemeniz için tabaklara minik minik koyulmuş peynirlerden deneyerek isterseniz alabilirsiniz beğendiğinizi. Tabii ben yine ekonomik bloggerınız olarak söylemek isterim ki bu peynirlerin en ucuzu Albert Heijn marketlerde, isterseniz fiyat karşılaştırmasına göre karar verebilirsiniz. Doğrusu Cumartesi günü gördük dediğimiz açık markette de çok fazla peynir vardı ve onların da fiyatları fena değildi.

Volendam Pazarı

Volendam Pazarı

Volendam’da sıradan bir ev

Zaanse Schans yazımda da yazdığım Hollandalıların ünlü tahta ayakkabıları clogstan burada da minik bir ayakkabı atölyesi olarak bulunuyor. Zaten sahil şeridinin sol tarafı tamamen yeme-içme, alışveriş odaklı bir hale dönüşmüş. Her yer hediyelik, kafe ya da ayak üstü atıştırmalık şeyler satan seyyar dükkanlarla dolu. Yani Volendam’da hem yeme içme yönünden hem de hediyelik eşya alma yönünden şanslısınız. Volendam diğer kasabalara göre büyük olsa da samimi ruhunu kaybetmemiş, ilk fırsatta gitmeniz gereken güzel yerlerden biri.

 

Edam

EDAM

Edam sanki Amsterdam’ın kanallar caddesinin bir kaçını alıp az biraz uzağında oluşturdukları minik bir kasaba. Açılıp kapanabilen köprüler, çokça bisiklet, kurabiye gibi özenli evler ve asıl peynirin meşhur olduğu yer Edam.

Nasıl Gidilir?

Volendam kısmında da belirttiğim gibi Edam’a da giderken biz günübirlik 10€ olan EBS kartlardan alarak, Amsterdam merkez istasyondan 314 numaralı otobüsle yarım saat gibi bir sürede Edam’a vardık. Otobüslerde ücretsiz wifi olduğu için tabii zamanın nasıl geçtiğini de anlamadık.

Edam’a doğru giderken uzaktan Volendam’ı da görüyorsunuz. Hatta otobüsün sol tarafında manzara nasıldı bilmiyorum ama sağ tarafında (yol boyu o kadar güneşliydi ki hava inanamadım) otlayan inekler ve Volendam’ın giriş kısmında kalan yel değirmenlerini görmek çok keyifliyfi. Alabildiğine yeşil ve masmavi bir gökyüzüyle yolculuk ettik. Aynı zamanda Volendam’dan Edam’a geçmek isterseniz ya da tam tersi bu sefer 316 numaralı otobüse binmeniz gerekecek, aklınızda olsun.

Edam

Edam – Açılır kapanır köprü


Ne Yapılır?

Yol boyu o kadar güneşliydi ve inanamadım dediğim kısım tam da otobüsten indikten sonra başlıyor. Otobüsten iner inmez inanılmaz bir sağanak yağmur başladı. Hatta yakın yerleri gezdiğimiz gün boyu biz ne zaman toplu taşımadan insek önce yağmur başladı, Zaanse Schans’da da öyleydi, ama neyse ki sonra durdu. Edam’da otobüsten iner inmez karşıya falan geçmeyin, sağ tarafa doğru yürüyüp caddelerden yürüyerek kanal boyuna doğru ilerleyin.

Biz şakır şakır yağan yağmura aldırmadan şemsiyemizi açıp, gözümüze merkez gibi görünen yere doğru ilerleyip oturmak için açık bir yerler aramaya başladık. Saat neredeyse öğlen 12 oluyordu ve bir Cumartesi günü önünden geçtiğimiz kaç tane mekan kapalıydı hatırlamıyorum. Neyse ki sonunda karşımıza güzel ve açık olan bir peynir dükkanı, kanal ve sağ tarafında eten&drinken yazan bir restoran çıktı. Şemsiye sırılsıklam olduğundan girişteki şemsiye yerine bıraktım ve işte onu o gün orada unuttum. (Belki Edam’a geri dönmem içindir ama zaten o şemsiyeyi pek sevmiyordum, üzülmedim:))

Edam -De Beurs Eten en Drinken

Restoran tam da şurasıydı.Yağmur bizi biraz üşüttüğü için hemen cam kenarındaki masaya geçtik. Sonra etrafı incelemeye başladığımda gerçekten ilginç bir dizaynı vardı ve biraz daha detaylara geçince eşyaların üstünde etiketler olduğunu gördüm. Oturduğunuz gördüğünüz çoğu şey aynı zamanda satılıktı. Bu arada sıcak çikolata (2.5€) söylemek biraz ısındık ve muhtemelen üşüdüğümüzden yine çok lezzetli geldi. Zaanse Schans’da içmediyseniz ya da orada denemediyseniz burada oturabilirsiniz, cam kenarı boşsa gelen gideni izlemesi de pek keyifli oluyor. Burayı aynı zamanda yemek yemek için de tercih edebilirsiniz.

Edam – De Beurs Eten en Drinken

Yağmur durunca ilk olarak restoranın camından izlediğimiz kanal boyu yürümeye başladık. Zaten Edam küçük bir kasaba olduğundan öyle özellikle gerçekleştirebileceğiniz pek bir aktivite yok. Duyanlarınız vardır eminim, asıl ünü de Edam peynirlerinden.Buraya uğrarsanız genelde peynir alın derler. Tadın ama alma kısmı size kalmış, market fiyatlarından daha pahalı olduğu kesin. Peynirler için bakabileceğiniz 2 yer var; ya açık bulursanız Peynir Pazarı ya da peynir fabrikaları. Soğuk havadan sanırım peynir pazarı açık değildi ama bir kaç tane kapısı açık olan peynir yapım fabrikalarına girip, alıcı gözle az biraz denedik. Gerçekten çok güzeller. Keçi sütünden yapılmış ve tütsülenmiş gravyer peyniri favorilerimden biri oldu. Bir de almayı düşünürseniz balmumu ile kaplı olduklarından uzun süre dayanıyor. (Yalnız benden söylemesi, o balmumu kaplı kısım eve gelip dilimleme yapacağınız zaman çıkarması zor olabiliyor, peynire yapışmış olabiliyor yani siz keserken bu kısma dikkat edin. Ben balmumunu yerken farkettim )

Edam – Peynir fabrikası

Edam – Restoranın karşısındaki peynir dükkanı

Bir de Edam da muhtemelen yürürken görebileceğiniz Grote Kerk kilisesi ve Edam Müzesi var. Bir şekilde minik de olsa her kasabaya müze yapmış Hollandalılar.

Edam hem hava durumunda hem de mevsimden olsa gerek bizim gittiğimiz Kasım ayında bomboştu. Sokaklarda sadece biz yürüyüp, fotoğraf çektik resmen. Yalnız o kadar soğuktu ki otobüse doğru yürürken tekrar üşümeye başladık ve sonrasında Volendam’a gittiğimizde havanın güzelliği keyfimize de yansıdı. Tabii aynı şeyi Volendam’dan Marken’e geçme planımızda yaşayamadık, yoğun yağış yüzünden Marken’e gitmekten vazgeçerek Amsterdam’a geri döndük.

Yani biz aslında Edam’la başlayıp sonrasında Volendam’a geçtik ve kapanışı Marken’le yapmayı düşünüyorduk ki bu sefer kısmet olmadı. Gidemediğimize pişman olmadık ama eminim kendi gözlerimizle görsek Marken’i de çok severdik. Yine de soğuk bir günde 3 yakın yer (Zaanse Schans, Edam, Volendam) görerek mutlu bir şekilde ayrıldık kasabalardan.

Siz de yakın köylere dair nasıl bir rota izleyeceğinizi bilmiyorsanız “Amsterdam’a yakın yerler rotası” yazıma bakıp, kendi planınızı yapabilirsiniz.

Edam

Edam

Edam Müzesi

 


Yeni seyahatlerim için beni sosyal medya hesaplarım;InstagramveFacebook’tantakip edebilirsiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir;

3 YORUM

AykutOcak 26, 2019 - 20:24

Teşekkürler, detaylı açıklamalarınız 1,5 günde amsterdam, zaanse, edam, volendamı gezebilmeme çok yardımcı oldu. Kalın sağlıcakla.

Reply
esrageziyorŞubat 4, 2019 - 12:56

Aykut yorumunuz için ben teşekkür ederim, mutlu günler 🙂

Reply
HaleOcak 4, 2020 - 17:07

Her iki kasaba da amsterdam dan daha guzeldi

Reply

Yorum Bırak

error: Bu içerik korunuyor.