AnasayfaGenel Afrika Kıtasının En Kucuk Baskenti : Victoria

Afrika Kıtasının En Kucuk Baskenti : Victoria

esrageziyor

Seyşeller’in başkenti neresi derseniz işte o burası: Victoria!

Burası ilk olarak İngiliz sömürgecileri tarafından kurulduğundan şehre bir İngiliz havası hakim desek çok da yersiz olmaz. Zaten isminin neden Victoria olduğunu da İngiltereyle olan bağlantısından tahmin edebilirsiniz. Mahe adasında yer alan başkent aynı zamanda tüm ulusal binaları, bankaları, devlet kurumlarını, havaalanını, limanı falan hep kendi sınırları içinde bulunduruyor. Zaten biz Mahe’yi ada olarak gezerken bunu pek fark etmesek de harita üstünde bu böyle.

Victoria’yla tanışmamız feribot iskelesinden otobüs duraklarına doğru yürürken oldu. Bu arada limanın adı da Port Victoria, başkentte ve hatta adada tek bir liman var. Limandan Victoria’nın merkezine yürümek 10 dakika falan sürdüğü için birden kendinizi başkentte buluyorsunuz. Nizamından ve de gitmeden önce en çok okuyacaklarınızdan biri olan saat kulesini gördüğünüzde de başkente geldiğinizi anlıyorsunuz.

Limandan gelmiyorsanız da bir şekilde yolunuz Victoria’dan geçiyor çünkü tüm yolların bağlantı noktası başkent. Yani saat kulesini kaçırmanızın imkanı yok; orijinaline göre çok küçük ama yine de göreceksiniz. Hatta başkentte görmeniz gereken bakın daha neler var;

Clock Tower – Victoria / Seyşeller

Saat Kulesi / Clock Tower

Saat dedim dedim önce ondan başlıyorum. 1897 yılında yapılan saat kulesinin hikayesi; zamanın valisi Sir Ernest Sweet-Escott’un Londra ziyareti sırasında meşhur Big Ben’i görüp, o saat kulesine hayran kalması sonucunda ülkeye döner dönmez minyatürünü yaptırmasıyla oluyor. Yaptırmasıyla dediysem Kraliçe Victoria’nın izin vermesiyle gerçekleşiyor bu isteğin yapılması. 100 yılı aşkın zamandır da şehrin simgesi haline gelip, etrafındaki her şey değişse de o dış yapı olarak değişmeden kalmış. 1999 yılında tabii saatin düzgün göstermesi ve bir şekilde günümüze ayak uydurmasının istenmesi ve belki gerekliliği sebebiyle de tamamen modern bir iç aksanla değiştirilmiş.

Asıl benim şaşkınlığım 4 yol ağzında kalan bu 3-4 metrelik saatin nasıl kazaya kurban gitmemiş olduğu, helal olsun.

Bicentennial Monument – Victoria

Özgürlük Anıtı / Bicentennial Monument

1978 yılında yapılan anıtın amacı Victoria şehrinin 200. yılını kutlamakmış. Uzaktan taş ve basit 3 kanatlı bir heykel gibi görünse de aslında sadece o kadar değil. Anıtın yaratıcısı Seyşellerde yaşayan bir İtalyan = Lorenzo Appiani. Heykeldeki 3 kanat Seyşeller halkının mutlu bir karışımını simgeleyen kökenlerini temsil etmekteymiş; Afrika – Asya ve Avrupa. Kanatların asıl amacı ise elbette ülkenin ilk keşfedicileri kuşlar için düşünülmüş.

Gitmeden önce bu bilgilere sahip değildim ama gidip görünce ve bir anlamı olduğunu öğrenince sevdim bu heykeli.

 

Hindu Tapınağı – Victoria

Hindu Tapınağı / Arul Mihu Navasakthi Vinayagar

İlk defa nerede Hindu ayini izledin sorusunun cevabı benim için bu küçük tapınak. Seyşeller’deki tek Hindu tapınağı olan bu tapınak 1992 yılında yaptırılmış ve Hindu güvenlik ve refah tanrısı olan Lord Vinayagar’ın ismini almış.

Tapınağın dışı ne kadar renkli ise içi de bir o kadar renkli. Bulamam diye korkmayın zaten bir kaç sokak var göreceksinizdir. En kötü rengarenk dışını, tepesini uzaktan görüp ona doğru ilerleyebilirsiniz.

Hindu Tapınağı – Victoria

Hindu Tapınağı – Victoria

Dışarıda uzun uzun fotoğraf çektikten sonra sıra içeri girmeye geldiğinde birden çanlar çalmaya ve insanların hepsi bir yere doğru toplanmaya başladı. Yanlış olsun istemem ama sanırım bir kutsanma ayiniydi yapılan ve Lord Vinayagar’a tapan tek bir kişi için özel şeyler yaşandı. Benim de tüylerim diken diken oldu çünkü ilk defa şahit olduğum çok farklı bir ortamdı, bu yüzden hepsini videolaştırmak için kısa kısa çekimler de yaptım. Paylaşmam yakındır.

 

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Victoria Pazarı / Sir Selwyn -Clarke Market

Bu pazar kesinlikle şehrin en renkli yerlerinden biri. Girip bir kaç tur atmak isteyeceğinize eminim, çünkü 1 kez dönmek yetmiyor o rengarenk ortama.

1840 yılında kurulan pazar, 1999 yılında başkentteki güncellemelerden yararlanarak günümüzdeki şeklini almış. Biz Cuma günü gittiğimizde pazar kalabalık ve tüm tezgahlar doluydu. Özellikle taze meyve, balık, sebze ve baharat almak için kesinlikle en iyi ve fiyat olarak da en ucuz yer. ( Beau Vallon sahilinde hindistan cevizinin tanesini 25 rupeeden alırken burada sadece 5 rupeeydi)

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Selwyn-Clarke Market / Victoria

Hindu tapınağıyla karşılıklı olan bu pazar başkentte zaman geçirmek için en iyi yerlerden bir tanesi. Gitmeden ortasında kocaman bir ağaç olduğunu okumuştum ama gördüm ki budanmış. 2 katlı olan bi büyük pazar yerinin üst katında da çok da uygun fiyata olmayan hediyelik eşyalar ve giysiler satılıyor. Özellikle alt kattaki hediyelik eşya satan tezgahlar en uygunları. Bir de el yapımı şapkalar satan bir amca vardı ki köşede tezgahını görmeden geçmeyin derim.

 

Seyşeller’den kendimizi kartpostal attık / Victoria

Postane

Biz kendimize kart atmak için girdik ama siz yerdeki renkli coco de mer karosunu da görmek için girebilirsiniz. Zaten Victoria’da tahmin ettiğim kadarıyla tek postahane vardır o da burası, yani merkezdeki. Sağdan girip soldan çıkarsınız hiç sorun olmaz. Eğer bizim gibi kendinize kart atmak isterseniz de 25 rupee/ 1.5€ karşılığında kartpostal ve 1 pul alarak yollayabilirsiniz.

Postane / Victoria

Lütfen adresinizi yazmayı unutmayın. Birileri unuttu ama anında hatırlayınca içeri girip “ya biz biraz önce kart attık ama sizin henüz telepati yöntemine geçmediğiniz aklımıza gelmediğinden adres yazmadık, o bizim kartı bi bulur musunuz” demek durumunda kalmayın. Biz yaptık oradan biliyoruz ama neyse ki 3 hafta sonra kart evimize ulaşmıştı 🙂

 

St.Paul’s Cathedral / Victoria

Aziz Paul Katedrali / St.Paul’s Cathedral

Önce bir kaç kez bakımdan geçip büyütülen sonra da sil baştan yapılan katedral hem Papa Katedrali hem de Victoria’nın Anglikan kilisesi.

Kilise 800 kişi kapasiteye sahip büyük bir kilise olsa da biz içine girmedik. Merak edenler için buraya yazdım, en azından önünden geçerken ne olduğunu bilirsiniz.

 

Çay fabrikası – Victoria

Çay Fabrikası / Tea Factory

Bu yazıyı yazdığım sıralar asıl Seylan diye bildiğimiz ülkeye seyahat hazırlıkları içinde olsam da Victoria’da da bir çay fabrikası var. Tabii biz unutup ülkenin resmi tatiline denk gelen bir günde gittiğimiz için çayları tadımlama fırsatımız olmadı ama bulunduğu yer merkeze yakın ve çok güzel panoramik bir manzarası var.

Çay fabrikası – Victoria

1962’de faaliyete geçen fabrika gerçekten çay işliyor olsa da gezilen ve görülen alanlar çok değil. Yine de manzarayı görmek ve çay meraklısıysanız denemek hatta çeşit çeşit çay almak için gitmeye değer.

Fotoğraftaki çaydanlığı görünce sizin de aklınıza “her arz kendi talebini yaratır” düşüncesinden yola çıkan “fazla demleyeyim de içilir”i aklınıza getirmedi mi?

________________________________________________________________________________

Seyahatlerime dair daha fazla fotoğraf görmek ve ben gezerken canlı olarak beni izlemek isterseniz sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın;

Instagram :esrageziyor
Facebook :esrageziyor
Youtube :esrageziyor

Bunlar da ilginizi çekebilir;

4 YORUM

OzgurAğustos 14, 2017 - 20:32

Bu kartpostal gonderme olayini baska instagram hesabinda da gormustum. Biraz esinlenme var galiba .Yeni moda baslatti demekki farkinda olmadan diger kartpostal hesabi:)

Reply
esrageziyorAğustos 21, 2017 - 08:13

Merhaba,

Kartpostal gönderme olayı yıllardır var ve biz de bunu kendi kendimize yapıyoruz. Bu yazımda da paylaşmış oldum.

Sevgiler,

Esra

Reply
pınarMart 4, 2020 - 07:05

merhaba, çok güzel yazı olmuş teşekkür ederiz. Diğer adalar için yazınız yok mu göremedim de?

Reply
esrageziyorMart 4, 2020 - 21:31

Pınar merhaba, hayır yazmaya fırsatım olmamış maalesef.

Reply

Yorum Bırak

error: Bu içerik korunuyor.