AnasayfaGenel Budapeste Gezilecek Yerler

Budapeste Gezilecek Yerler

esrageziyor

Budapeşte’ye gidiyorsanız çok ışıklı bir şehir sizi bekliyor. Köprüler, parklar, her köşeden çıkan güzel mimari eserler. Budapeşte bilindiği üzere Macaristan’ın başkenti. Buda ve Peşte olmak üzere şehir iki yakadan meydana geliyor, eski ve yeni şehir. Para birimi forint,yani bizdeki anlamı ülkemizdeki şartlarda yer içer gezer yeriz bazen daha uygun da olabilir yani ekonomik bir Avrupa şehridir gidip görmek için, ne ala!

Bir öncekiBudapeşte yazımburada, nasıl gidilir nerede kalınır hangi mevsim iyidir gibi soruların cevabını orada bulabilirsiniz şimdi nerelerde gezsek sorularının minik cevaplarını bulmaya.

Kraliyet Sarayı

Buda Kalesi ve Çevresi (Buda Castle )
Çevresi diye tarihi bir yer elbette yok ama tam olarak o bölge UNESCO koruması altında bir yer. Orta Çağ’dan kalma arnavut kaldırımlar, gotik ve barok mimari örneklerle muhteşem panoromik Budapeşte manzarası hepsi bu bölgede yani şehrin Buda kısmının tepesinde. Bu bölgeye gelerek bir çok yeri aynı anda gezip görüp, bünyeleri yeni yerler görmeye makineleri de fotoğrafa doyurabilirsiniz. Kısıtlı zamanınız varsa ve Budapeşte’yi gördüm demek istiyorsanız burası başlangıç için doğru yer.

Budapeşte Tarih Müzesi, Macaristan Ulusal Müzesi, Milli Kütüphane, Matyas Kilisesi, Balıkçılar Burnu ve Kraliyet Sarayı bu bölgedeki görülmeye değer yerler ve hepsi birbirine yürüme mesafesinde.

Kale tepede bulunduğundan ister yürüyerek, ister 16 ya da 16A numaralı otobüse binerek ya da füniküler kullanarak buraya ulaşabilirsiniz. Biz çıkarken de inerken de yürümeyi tercih ettik. Siz çıkarken değilse bile inerken muhakkak yürüyün derim Budapeşte manzarasına karşı. Hem yokuş aşağı inmek hep daha kolay değil midir 🙂

Budapeşte Kalesine dair deşöylebir resmi site var daha detaylı incelemek isteyenlere. Festivalleri, yukarıda yazdığım bulunan yapıların detaylı tarihi ve turlara dair detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Matthias Kilisesi

Aziz Matthias Kilisesi (Saint Matthias Church)
Kral Matthias bu kilisede 2 kez nikah kıyınca kiliseye kendi ismini verdiği geçiyor kaynaklarda. Kilisenin tarihi 700 yıldan fazla olduğundan ne nikahlar ne taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmış. Hatta Osmanlı zamanında kiliseleri camii olarak kullanmayı seviyor olmamız burası için fazladan yarar sağlamış. Duvarların boyanıp halıyla kaplanması bu tarihi kilisenin fresklerini de korumuş ve ileriki yıllarda tekrardan kiliseye döndürülürken fresklerin ortaya çıkarılması kolay olmuş ve canlılığını korumuş. Bunlar 17. yüzyılda gerçekleşmiş ve 19. yüzyılda da restorasyonu yapılarak ortaya görkemli Barok bir kilise çıkmış. Günümüzde ise sadece kilise olarak ziyaret edilmemekte aynı zamanda da müze olarak gezebilirsiniz.

Balıkçı Tabyası / Fisherman’s Bastion

Balıkçı Tabyası ( Fisherman’s Bastion Halászbástya )

Matthias Kilisesi’nin ardından burası kale gibi yapısıyla dikkatinizi çekecek çünkü hemen arkasında kalıyor. Uzun bir tarihi olmasa da 100 yıllık bu Balıkçı Tabyası şehre kuşbakışı bakmak için en gözde yerlerden biri. Balıkçı ismi ise tahmin etmesi çok zor olmayacağı üzere Orta Çağ’da bu bölgeye yakın bir balık pazarının olmasından geliyor.

Yıl boyu gün farketmeksizin 7/24 açık bir yer burası ve incelemek istersenizşöyledetaylı bir sitesi var hakkında diğer merak ettiklerinizi bulabileceğiniz.

Zincirli Köprü ( Foto: kevinandamanda.com )

Zincirli Köprü (Chain Bridge)

Tuna Nehri’nin ayırdığı Buda ve Peşte bölgelerini birbirine bağlayan en eski köprü olan Zincirli Köprü 1873 yılında inşa edilerek Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayıp şehrin adını Budapeşte yapmıştır. Sonralarda birden çok köprü yapılmış olsa da bu köprü gerek mimari olarak gerek konum olarak hep ayrı bir öneme sahip olmuş.

Bu köprü yapılmadan önce ise iki şehir birbirine bahar aylarında yüzen köprülerle, kışın ise nehir donduğundan köprüye gerek kalmadan bağlanırmış. Köprünün yapımının asıl ortaya çıkması ise biraz hüzünlü. Kont Istvan Szechenyi , babasının cenazesine gidebilmek için 1 hafta beklemek zorunda kalınca böyle bir kalıcı köprü yapma fikri ortaya çıkmış ve bununla ilgili bütçe komisyonlarına başlamış hemen.

Bu yazıda bayağı bir tarihli hikayaler olduğunu farkettim birden ama gerçekler, ne de olsa Osmanlı geçmiş topraklardan kişisel hikayeleri olmazsa olmazdı bence. Ben bu yazıyı yazarken bile tekrar bir baktım biletlere ne zaman bir daha gitsek diye çünkü arşivim fotoğraf yönünden yetersiz ama yine de iyi gezmişiz.

Bu köprüyle ilgili son detay ise bir şehir efsanesi olan köprüyü yapan mühendise dair. Bu köprüyü yapan mühendis çıkarttığı işten o kadar gurur duyuyormuş ki köprüde kimsenin bir hata dahi bulamayacağını iddia etmiş. Köprünün sonlarına büyük aslan heykelleri koyan mühendis, bir çocuğun aslanların dilinin olmadığını farketmesi üzerine ise utanmış ya da belki gururuna yediremeyip köprüsünden kendini atarak intihar etmiş. Hikaye böyle ama köprü cidden muazzam. Buda Kalesi’ne çıktığınızda da kendisini ayırt etmeniz hiç zor olmuyor.

Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan diğer köprüleri ve hikayelerini merak ediyorsanızburadanhepsine bakabilirsiniz.

Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar (alıntı)

Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar ( Cipők a Duna-Parton )

Tuna nehrinin batı yakasına, nehrin kenarına doğru yapılmış bir holokost anıt burası. II. Dünya Savaşı sırasında bir takım yanlış politikalar sonucunda ölen Yahudilerin anısına yapılmış. Kale bölgesini gezdikten sonra yürüyerek inerseniz karşınıza çıkacak bir yer. İndikten sonra Zincirli Köprüye gelmeden hemen sağda kalacak. Ya da Peşte tarafından geliyorsanız Zincirli Köprüyü geçince sola dönmeniz yeterli.

Margaret Adası

Margaret Adası ( Margaret Island )

Budapeşte’de herhalde en sevdiğim yerlerden biri oldu burası benim için. Tam bir şehir kaçamağı yapmalık. Henüz gitmedim ama bir nevi Central Park etkisi. Tamam o kadar değil ama zaten Budapeşte’nin nufüsü yaklaşık 2 milyon olduğundan onlara bu etkiyi yapıyordur bence. Danube Nehri’nin tam ortasında kalan bir ada burası. Adayı spor yapmak, çoluk çocuk gelip parklarda vakit geçirmek ve muhtemelen pazartesi sendoromunu atmak için bir çok şekilde değerlendirip kullanıyorlar. Biz gittiğimiz Ekim ayında bile, ki bence oralar soğumuştu, herkes ama herkes çıkıp spora geliyordu adaya. Tam bir insan dostu doğayla iç içe olmak için düzenlenmiş, siz de elinizi kolunuzu rahatça sallayarak girip tadını çıkarabiliyorsunuz. İçinde minik kafe ve restoranlar da var, bisiklet ve koşu parkurları da. Hatta sıcak zamanlar için yüzme havuzları ve açık hava tiyatrosu bile bulunuyor.Ne isterseniz!

Adaya giderken bir araç kullanmak isterseniz 4 ve 6 numaralı tramvaylar ile Margaret Adası durağında inebilir sonrasında da kısa bir yürüyüşle adanın içine dahil olabilirsiniz. Zaten ada öyle çok uzakta da değil çok büyük de. Adanın uzunluğu 2.5 kilometre genişliği ise 500 metre. Margaret Adası ismini ise o zamanlardaki Macar Kralı IV.Béla’nın kızı Margaret’ten alıyor. Bunu da tahmin etmesi zor olmazdı dimi, ya eşi ya kızı 🙂 Savaş döneminde kral kızını tehlikelerden korumak için bu adayı ona yaşam merkezi haline getirmiş, bir nevi Kız Kulesi (ben kızlı yılan hikayesini seviyorum) ama Margaret’ınki ada.

Yani yaz mevsiminde özellikle gidip izleyeceğiniz bir gösteri ya da serinlemek için kullanacağınız bir havuz yoksa, uzun güzel yürüyüşler yapabilir etraftaki Orta Çağ’dan kalma kilise kalıntılarını görebilirsiniz. Belki de otelinizi adadan seçersiniz ama onun dışında kısıtlı vaktiniz varsa etrafında dolaşıp da görmüş olabilirsiniz. Size kalmış.

Terör Evi Müzesi

Terör Evi Müzesi (House of Terror)

Bu bildiğimiz tarz müzelerden olmadığından bizim de ilgimizi çekti. Aslına bakarsanız durum içler acısı ama gerçekler bir yerde etki ediyor insana. 2002 yılında açılan Terör Müzesi dünyada tek. Amacı ise Macar halkının II. Dünya Savaşı ve sonrasında önce Hitler, sonra Stalin tarafından gördüğü zülmü etkileyici bir şekilde gözler önüne sermek.

Öncelikle müze Pazartesi günleri kapalı. Giriş ücreti indirimsiz olarak 2000 HUF yani yaklaşık 25 lira. İçeri girdiğinizde yaklaşık 2 saat gibi bir süre içinde baştan aşağı gezebiliyorsunuz.

4 katlı olan Terör Müzesi’nin en alt katında hücreler ve işkence odaları var. Giriş katında ise hemen dikkatinizi çekecek büyük bir tank mevcut. Duvarlarda ise işkence gören, katledilen insanların fotoğrafları var. Ortamı psikolojik olarak da iyi dizayn ettikleri için sizi germesi muhtemel. Müzeyi gezerken içinde girdiğiniz her odada olaylara karşı bilgilendirici İngilizce yazılar var.

Terör müzesi konum olarak Budapeşte’nin bilindik yerlerinden Andrassy Caddesi üzerinde 60 numarada yer alıyor. M1 hattına binerseniz de Vörösmarty Utca durağında inerek karşınıza çıkacaktır.

Elbette böyle bir müzenin internet sitesi olmazsa olmazdı, ona da İngilizce olarakbu linktenulaşmanız mümkün.

Vaci Utca / St. Istvan

Vaci Utca Caddesi ( Vaci Street )

Esra içimizi darladın şimdi napalım derseniz iyisi mi sizi Budapeşte’nin İstiklal Caddesi’ne alalım. Trafiğe kapalı, alışverişe açık en hareketli yaya bölgesi bu cadde. Turistik olduğunu anlamak hiç zor değil o yüzden kazıklanmaktan kaçının diye kendi uyarımı yapmak isterim. Ülkelerin turistik caddeleri çoğunlukla lokal yerlerden daha pahalı ve daha kalitesiz olur. Bu sebeple gezin keyfini çıkarın ama hiçbir şeye değerinden çok vermeyin.

Bu caddede dikkatli olunması gereken bir şey var ki o da güzel kızlar! Tabii olay güzelliği değil gelip yanınıza yalnızım, beraber gezelim mi diye sorup, sizi kendi çalıştıkları mekana götürerek kabarık bir hesap çıkmasına yardımcı olmak başlıca görevi. O yüzden siz siz olun böyle kişilere dikkat edin. Diyorum cadde turisti kazıklayalım caddelerinden.

Şehir merkezinde olduğu için cadde karşınıza çıkacaktır ama uzaklardan direk bu caddeye geçeyim derseniz M3 hattında Ferenciek Tere‘de inebilirsiniz bu caddeyi görmek için.

________________________________________________________________________________

Daha çok fotoğraf ve videolarımı görmek için takip edip, abone olabilirsiniz;

Instagram :esrageziyor
Youtube :esrageziyor

Bunlar da ilginizi çekebilir;

4 YORUM

gastronomicengineerKasım 25, 2016 - 01:04

Yeme içme rehberini heyecanla bekliyorum 🙂

Reply
Budapeşte Gezi Notları - esrageziyorMayıs 30, 2017 - 21:59

[…] Gezilecek yerler yazımı okumak isterseniz burada! […]

Reply
Budapeşte gezilecek yerler rehberiEylül 4, 2017 - 20:28

Ilk etapta tipik bir avrupa şehri izlenimi yaratsa da tanıdıkça içinizde sempati uyandıracak, özellikle christmas dönemini geçirmek için avrupa’nın en güzel yerlerinden biri olan güzeller güzeli şehir.
Budapeste. Gittigimizde cok vakit kaybetmek ve sehri oykuleriyle ogrenmek icin lokal turk rehbehleri bulduk. Hic bulamiyacagimiz sakli yerleri ve verdikleri tahsiyelerle tatil harika gecti.Gidenlere faydasi olur diye bilgilerini paylastim. http://www.budapestetur.com – Sehir yuruyus turlar harika.
Emeginize saglik tekrar gitmis gibi olduk

Reply
esrageziyorEylül 7, 2017 - 19:06

Çok teşekkür ederim, yürüyüş turları Avrupa’da gerçekten çok popüler ve işe yarıyor. Paylaştığınız için de teşekkürler, sevgiler 🙂

Reply

Yorum Bırak

error: Bu içerik korunuyor.