Bugüne dek tanıdığım ya da az tanıdığım kişilerin ilgi çekici hikayeleri üstüne röportaj yapmayı bir süredir düşünüyordum ama başlangıcım bir kaç gün önce Deniz’in Instagram hikayesinde bir fotoğraf görmemle başladı. Fotoğrafta yağan kar ve dallarda frenk üzümleri vardı ama ne bileyim kendimi birden Deniz’in evinin içinde görüp, yakın hissettim ve hemen O’na yazdım. Sonra da Finlandiya’da yaşayan Deniz’le 5’te 5röportaj köşemi başlatmış oldum.
Ben defalarca okuyup çok sevdim, umarım okuyan herkes sever ve Finlandiya’ya dair aklında bir şeyler kalır ♥
1. Deniz kim? Biraz kendinden bahseder misin?
2. Seyahatlerin ve asıl Finlandiya yolculuğun nasıl başladı?
Seyahatlerim; anne ve babamın, her boş zamanlarına bir seyahat planı sıkıştırmalarıyla başladı. Sırf ailemle Mısır’dan Singapur’a, belki 30 ülke gezmişizdir. Güzel tarafı hiçbirine turla gitmedik. Babam bu tarz organizasyon işlerinde çok iyidir. Hatta bazı şehirleri karış karış biliyorum çünkü pestilimiz çıkana kadar yürütüyor bizi. Her ne kadar kendisini bu yüzden eleştirsek de, kardeşimle son yaptığımız Londra seyahatinde 3 günde 40km’den fazla yürüdüğümüzü farkettik. Bize de bulaşmış. Son yıllarda ailecek, gemi seyahatine çıkmaya başladık, önceki senelerde yaptığımız bir şey değildi aslında. Ama geceyi, hissettirmeden sallanıp mışıl mışıl uyutan bir gemide geçirip, gün içinde ise geminin o gün vardığı liman şehrini gezmek çok keyifli imiş.
İlk yalnız seyahatime 17 yaşında AFS değişim programıyla Finlandiya’ya gittiğim zaman çıktım. Bu 1 senelik bir lise değişim programıydı. Ülke tercihlerimin ilk sırasında Finlandiya vardı, daha önce hiç ziyaret etmediğim bir ülkeye gitmek istemiştim. Aylar sonra, yanlarında 1 sene geçireceğim, Finlandiya’daki gönüllü ailemden mail geldi, orta Finlandiya’da olan 6.000 kişilik bir şehirde at çiftliği sahibi olduklarını yazmışlardı. Istanbul’dan farklı geldi kulağa tabii. 2011 Ağustos sonu, orada eşimle tanışacağımı, hayatımın tamamiyle değişeceğinden bir haber, Finlandiya’ya doğru yola çıktım. Gittiğimde tam anlamıyla depresyona girdim. Ailemi inanılmaz özlüyordum. Üzüntüden kustuğumu hatırlıyorum… Gittiğim lisede kimse benimle konuşmuyordu, evet, inanılmaz soğuk insanlar. Arkadaş edinmeye başlamam Kasım ayını bulmuştu. Çünkü çokça noel partisi oluyordu ve onlar sarhoşken çok güzel muhabbet edebiliyorduk 🙂 Ama ertesi gün okulda sanki hiç konuşmamışız gibi kimse yüzüme bakmıyordu. Zamanla bunun, Finlerin kültüründen kaynaklanan bir durum olduğunu anlamaya başladım. Mesela saunaya da çıplak giriyordu herkes. Başta bu benim için baya travmatik bir durumda ama buna da adapte olmaya başladım.
Ayak uydurdukça, Finlandiya ile ilgili olan her şeyi daha çok sevdim. Her gün fotoğraf çekmeye çıkıyordum, saatlerce örgü örüyordum. Yalnız vakit geçirmekten çok keyif almaya başladım. Türkiye’de hiçbir zaman sahip olamadığım özgüveni Finlandiya’da kazandım. Çok güzel arkadaşlıklar edinmeye başladım. Dünyanın birçok ülkesinden Finlandiya’ya gelen öğrencilerle buluşma kampları oluyordu, hiçbirinden keyif almadığımı hatırlıyorum. Fin arkadaşlarımla çok daha güzel vakit geçiriyordum. Son aylara doğru baya ait hissetmeye başladım ve bir gün tekrar burada yaşayacağımı içten içe biliyordum aslında.
3. Magazine geçersem 🙂 Eşinle tanışman nasıldı ve düğün sürecinde Finlandiya gelenekleri diye bir şey var mıymış? Mesela profilinde gelin hamamı değil de gelin saunası sürprizi yaptıklarını görmüştüm, nasıldı her şey?
Eşim de, o bahsettiğim lisede, benimle konuşmayan, çekingen insanlardan biriydi 🙂 Nasıl tanıştık da evlendik, ben bile hayret ediyorum. Düğünümüzü geçen Ağustos ayında Istanbul’da yaptık, Finlandiya’dan 30’a yakın insan geldi. Çok klişe ama, hayatımın en güzel günüydü, Finlandiya’dan bir sürü insanın gelmesi, oradaki arkadaşlarımla Türkiye’deki arkadaşlarımın tanışmış olması, düğünde onların nasıl eğlendiklerini görmek ve en önemlisi, çok büyük bir önyargıyı kırmış olmamız beni inanılmaz mutlu ediyor. Düğün, onlar için büyük bir parti gibiydi sanırım.
Gelin saunasını da, buradaki(Finlandiya) gönüllü ailem, sürpriz bir şekilde düzenledi. Öyle bir şeyin varlığından bile haberim yoktu. Gelin hamamının başka bir türlüsü. Gelin saunası, gelin ve ona en yakın olan kadınların toplanıp yaptığı bir şeymiş. Saunada herkes üzerime un ve şeker sürdü mesela. Un, evliliğin iyi zamanlarını, şeker ise kötü zamanlarını temsil ediyormuş. Kafamda tek tek yumurta kırdılar, bunun da eski zamanlarda doğurganlığı arttırdığına inanılıyormuş. Bunu da geçen yaz ilk defa öğrenmiş oldum 🙂
4. Finlandiya’da yaşam ve dahası hemen alışıp, hiç alışamadığın şeyler var mı? Doğru söyle her gün kuzey ışıklarını mı seyrediyorsun ?
Daha önceden de Finlandiya’da yaşadığım için, ne ile karşılaşacağımın farkındaydım aslında. Finler, evde olmayı seven, küçük şeylerden mutlu olan, aktif ama sakin insanlar. Okullarda isteyen ayakkabıyla isteyen çorapla dolaşır, öğrenci öğretmene ismiyle hitap eder. Ast-üst ilişkileri yaygın değildir. O yüzden buraya hala çok ait hissediyorum, senelerdir olduğu gibi. Ama sanırım eşimin -20’de bile cam açık uyuma sevdasına asla alışamayacağım. Bir de bence, yurtdışında yaşamanın en zorlu yanlarından biri, espiri anlayışının, bulunduğun ülkedekiyle tutmuyor olması. Çok saçma bir detay gibi gelebilir aslında ama gerçekten; kardeşimle, arkadaşlarımla yaptığımız saçma sapan esprileri inanılmaz özlüyorum. Zamanla adapte olunur mu böyle bir şeye, hiç deneyimlemediğim için bilmiyorum. Ama ciddi bir sosyal eksiklik aslında..
Şuan orta Finlandiya’da bulunan Jyvaskyla isimli bir şehirde yaşıyoruz. Havanın açık olduğu soğuk kış aylarında, bazen buğulu bir şekilde görünüyor kuzey ışıkları. Cam gibi görünen ve kıpırdayanları görmek için yeterince kuzeyde değiliz, keşke her gün görebilsek.
5. Seyahat dünyasına dair ama en çok Finlandiya’ya dair önerilerini almak isterim?
Sanırım en önemlisi, para biriktirmek.. İnsan zaten seyahat etmenin kendisine ne kadar iyi geldiğini farkedince, sürekli fırsat bulup, bunu devam ettirmek istiyor. Her şeyin amaçsız bir tüketime dönüştüğü bu zamanda, seyahat etmek insanın kendine yapabileceği en iyi yatırım sanırım. Örneğin sosyal medyadan, havayolları ve konaklama şirketlerinin hesaplarını takibe almak, seyahat blogları okumak ve insanların deneyimlerinden faydalanmak, verimli oluyor.
Finlandiya için söylenebilecekler ise, gelip de Helsinki’de sıradan bir otel odasında kalmak yerine, kulübe kiralanmalı. Mümkünse araba kiralayıp milli parklar ziyaret edilmeli. Zaman var ise, Helsinki’den Talin’e vapur ile günübirlik geçilmeli. Sonbahar ve ilkbaharda Türk Hava Yollarının kuzey ülkeleri kapsayan ciddi indirimleri oluyor, bu tarz fırsatlar kovalandığı takdirde, dünyanın en pahalı ülkelerinden biri olan Finlandiya’ya olan seyahatinizi bile planlı şekilde makul fiyata getirebilirsiniz aslında.
Bunlar da benim 5’te 5 de olacak klasik esrageziyor sorularım;
En sevdiğin şehir; Istanbul halen daha en sevdiğim şehir aslında, uzak kaldıkça daha da seviliyor sanırım. Yaşamak istediğim bir yer değil artık (henüz) ama birinci sırada 🙂
En etkilendiğin manzara; En etkilendiğim manzara ise Hong Kong’da Tian Tan Buddha’dan teleferikle dönerkenki görüntü idi. Hong Kong genel olarak seyahat ettiğim en etkileyici yer, belki henüz yeterince Doğu Asya ülkesi görmediğim için böyle düşünüyorumdur 🙂
En sevdiğin kafe; Güzel bir filtre kahve içebileceğim her kafe, en güzel kafe 🙂
Bir film;The Life of David Gale
Bir şarkı;The Monkees – I’m a Believer
Deniz’i ben sadece Instagram’dan tanıyorum ve paylaşımlarını çok seviyorum. Kendi dünyasını, örgülerini, pencereden yansıyan manzarasını görmek isterseniz O’nunInstagramhesabına göz atabilirsiniz.
Bir kez daha teşekkür ederim Deniz 🙂
19 YORUM
? cok guzel bir röportaj olmus bu esra ve kuzeyin huzuru kaplamis resmen , cok sevdim ❤
Neşe çok teşekkür ederim 🙂
Heyecanla yazdım baştan sona.
Harika bir paylaşım!Deniz’e ve size teşekkür ederim.Bir solukta keyifle okudum.Artık sıkı takipçinizim…sevgiler
Çok teşekkürler, çok mutlu oldum 🙂
Bende güzel yazılarla, sıkı çalışmaya devam.
Sevgiler
Bayıldım gerçekten bu seriye. Tabi Finlandiya’yı aşırı merak eden biri olarak bu güzel yazıdan sonra daha da merak etmeye başladım.
Çok teşekkür ederim, Finlandiya başlangıcı güzel oldu.
Darısı diğer 5’te 5lerin başına 🙂
???keyifle okudum. ?????
Çok mutlu oldum 🙂
Teşekkürler emeğinize sağlık ilgi ile okudum günlük yaşam ve yeme içme hakkın da da bilgi sahibi olursam sevinirim sevgiler Ümran ULUKAN
İlginize ben teşekkür ederim. 5’te 5 biraz daha kısa bir konsept ama ben gidersem ya da Deniz’le paylaşarak böyle bir yazı da hazırlayabilirim belki.
Sevgiler 🙂
Çok aydınlatıcı bir yazı olmuş kesinlikle devamı gelmeli ☺️ en merak ettiğim ülkelerden biriydi Finlandiya.
Keyif alıp az da olsa merakınızı gidermenize sevindim.
Hong Kong ve Oxford ile devam etme niyetindeyim 🙂
Keyifle okudum! <3
Çok sevindim 🙂
Vizem olumlu sonuçlanırsa 12-25 şubat arası gitmeyi planladığım ülke. Keyifle okudum. Gidip kesinlikle görmeniz gereken yerler şunlar dediğiniz yerler varsa okumak isterim
Umut merhaba,
Çok teşekkür ederim, benim başka yazım yok Finlandiya’ya dair. İstersen Deniz’le iletişime geçebilirsin, o daha isabetli cevaplar verebilir 🙂
Deniz’in bıraktığı gibi ne eksik ne fazla çok çok güzel yazmışsın keyifle okudum ve yeni şeyler öğrendim?
Çok sevindim, teşekkür ederim 🙂
Merhabalar Esra Hanım,
Finlandiya ile ilgili yazınızı okuduktan sonra ben de ilginizi çekebileceğini düşündüğüm için Finliler’e ait bir yaşam felsefesiyle ilgili yorumda bulunmak istedim. İsmi ‘’Sisu’’ 💛
İnsanız kimi zaman kendimizi bir çıkmazda hissedebiliriz. Hayat önümüze birtakım engeller ve zorluklar çıkarır ancak biz bu engellere ve zorluklara karşı nasıl direneceğimizi, onları nasıl aşacağımızı bilemeyiz. Böyle bir durumda kendimize bir çıkış yolu, tutunacak bir dal ararız. Sisu felsefesi; Finliler’in zorluklara karşı direnme gücünü anlatan bir yaşam felsefesidir. Kelime anlamı olarak Sisu; ‘’Bir şeyin yapılması gerekiyorsa yapılır’’ anlamına gelmektedir. Sisu felsefesi aşırılıktan uzak durulması gerektiğini de belirtir. Finliler’e baktığımızda oldukça sakin bir yapıda olduklarını ve hayatlarının pek çok alanında sadeliği benimsediklerini görebiliriz. 🍃
Sisu felsefesiyle ilgili ben de kaleme aldığım bir yazımı izninizle şuraya bırakıyorum; https://www.tarz2.com/cesaretin-ve-mutlulugun-sembolu-sisu-felsefesi
Keyifli okumalar dilerim,
sağlıcakla ve sadelikle kalın.