AnasayfaÜlkelerAvrupaDanimarka Kopenhag Gezi Notları

Kopenhag Gezi Notları

esrageziyor

Kopenhag deyince aklıma ilk gelen kelime nedense güven! Her bir şehir için şıp diye bir kelime söyleyemem ama Kopenhag’da kendimizi hep güvende ve güvenli hissetmiştik. Gece 2 gibi havaalanından şehir merkezine varıp, metrodan çıktığımız anda sokaktaki hareketliliği görmek ve özellikle kadınların güzel giyimli halleriyle rahatça mekan önlerinde ellerinde bardaklarla sohbet ediyor olması ilk andan Kopenhag’ı sevmemi sağladı. Çok basit bir şey belki ama son yıllarda kendi ülkemde dahil çoğu yerde bu görüntüleri görmediğim için, görür görmez bana rahatlatıcı geldi.

Sadece bu da değil. Uçağımız gece yarısı Kopenhag’da olacağından geceyi havaalanında geçirir, sabah şehirde gezer sonra Airbnb evimize gideriz diye plan yapmıştık. Gece yarısı varacağımızdan fazladan 1 gece ödemeye ne gerek vardı. Yine de ya tutarsa diye Airbnb’deki ev sahibimiz Jen’e “bizim uçak gece yarısı geliyor, 2 gibi sana gelsek olur mu?” diye yazarak şanşımı denemek istedim ve bingo! O soğuuuk diye düşündüğümüz kuzeyli insan ırkından “istediğiniz zaman gelin, ben o saatte uyumamış olurum” cevabı geldi ve cidden çok sevindik. Yani zaten aslında biz Kopenhag’a gitmeden Kopenhag’ı sevmiş olduk.

GENEL BİLGİLER

Vize:Bordo pasaport sahipleri için Schengen vizesi gerekiyor. Yeşil pasaportlular, hizmet ve diplomatik pasaport sahipleri ise 90 güne kadar vizesiz dolaşım hakkına sahip. Vize alacak olanların şu sayfayı incelemesi gerekiyor.

Konum:Kopenhag, Danimarka’nın başkenti ve Danimarka konum olarak Kuzey Avrupa’da yer alıyor. Güney komşusu Almanya, doğu komşusu da İsveç.

Ana Dili:Ana dil Danca fakat hemen hemen herkes iyi seviyede İngilizce biliyor.

Para Birimi:Danimarka Kronu, sembolü DKK. Sadece kredi kartı kullanarak bu şehirde gezebilirsiniz. Biz Euro ve Dolar kullanmayan her ülkede yaptığımızı yapıp, Ziraat Bankasının nakit hesabı kartımızdan Atm’lerden direkt Kron çektik. Eğer yanınızda Euro ile gidecekseniz havaalanında ihtiyacınız kadarını bozdurup, şehir merkezinde döviz ofislerinde exchange işlemi yapabilirsiniz.

Kopenhag’ın Anlamı: Dancada København, İzlandaca Kaupmannahöfn adi verilen tüccarlar limanı anlamına geliyor.

Uçuş Süresi:İstanbul’dan ortalama 3.5 saatte Kopenhag’a ulaşmak mümkün.

Resmi Web Sayfası: www.visitcopenhagen.com

Seyahat bütçemiz:2 kişi uçak biletleri: 1024tl,
2 kişi 2 gece Airbnb konaklama: 513tl,
2 kişi ulaşım ve yeme içme ve diğer tüm harcamalar için: 400tl

Toplamda 2 kişi 2 gece 3 günlük bir seyahat için 1937 lira harcadık!

ULAŞIM

Ya biz çok abarttık ya da Kopenhag buna çok uygundu bilmiyorum Osterbro’da kalıp şehir merkezi kısmında hep ama hep yürüdük. Sadece havaalanından şehir merkezine gidiş-dönüş toplu taşıma kullandık. İyi de oldu çünkü neticede pahalı bir ülke.

Havaalanından Şehir Merkezine Ulaşım
Metro:
Havaalanından şehir merkezine metro kullanmak pek rahat. Terminal 3’ten bulunan metro istasyonunda, gündüzleri 5 dakikada bir geceleri ise 20 dakikada bir metro bulunuyor. Metro hemen havaalanının altında. Metro biletleri tek yön 36 DKK (Danimarka Kronu) yaklaşık 5 Euro.

Otobüs:5C numaralı otobüsle şehir merkezine 30-35 dakikada ulaşabilirsiniz. Bilet fiyatları yine metro ile aynı.

Şehir merkezine ulaşmak için en uygun yol bence metro olsa da, isterseniz Terminal 3’ten kalkan trenle 15 dakikada Copenhagen Central Station’a 36DKK’ya, ya da merkezi yerlere taksi ve Uber kullanarak ortalama 185 DKK / 25 Euro’ya şehir merkezine gidebilirsiniz.

Şehir İçinde Ulaşım
Şehir için toplu taşımada 2 zone için geçerli tek binişlik bilet 24 DKK, 8 zone için geçerli tek binişlik bilet 84 DKK.

Bu şehrin asıl popüler ulaşım aracı ise bisikletler! Soğuk sıcak rüzgar yağmur fark etmeden herkes mi bisiklet sürer. Parklarda, yollarda, Pazar sabahı erkenden çocuğuyla bir yerlere gitmek için herkes bisikletlerde. Bu şehirde zaten en çok gördüğüm şey bisiklet ve durmaksızın spor yapan insanlar, helal olsun!

İster bisiklet turlarına katılabilir, isterseniz de kendi bisikletinizi kendiniz kiralayabilirsiniz. Günlük bisiklet kiralamalar 80 DKK – 120 DKK arasında değişiyor. İsterseniz saatlik seçenekleri de var. Bu arada çocuklu olanlar için çocuk koltuklu olan ya da elektirikli bisiklet gibi seçenekler de var. Turların fiyatları da grup ya da özel olmasına göre kişi başı 100DKK ile 200DKK arasında değişiyor.

ŞEHİR KARTLARI

Biz yer yer dondurucu rüzgarların olduğu Nisan ayında Kopenhag’a gitmiş olsak da genel hava durumu o kadar zorlamadığı için yürüdüğümüzü söylemiştim ama ihtiyacı olacak olanlar için kart seçenekleri de var. Baştan da söyleyeyim Kopenhag da online bilet uygulamasını kullanan şehirlerden, daha doğrusu komple Danimarka. Yani telefonunuza ulaşım sisteminin uygulamasını indirip, uygulama üstünden bilet satın alarak biletlerinizi telefondan gösterebiliyor ve okutabiliyorsunuz. Uygulama linki ve detaylar şurada.

City Pass
Bu kartlardan birisini aldığınızda şehirdeki 1-4 zone aralığında; otobüs, metro ve trenlerde aldığınız saat süresinde ulaşım için sınırsız olarak kullanabiliyorsunuz. 24 saatlik olanlar 80DKK, 48 saat olanlar 150DKK, 72 saatlik olanlar 200DKK, 120 saat olanlar ise 300DKK. Çocuklar(12 yaş altı) bu fiyatların hep yarısı. Güzel kısımdan haber vereyim, havaalanı ulaşımı için de geçerli.

City Pass Large
24 saatten başlayarak 120 saate kadar seçebileceğiniz süre boyunca tüm Kopenhag içinde yani zone kısıtlaması olmaksızın sınırsız olarak ulaşım hatlarını kullanmanıza imkan veren kart bu. 24 saat olanlar 130DKK, diğer sınırsız seçenekler 20 Ocak 2019’dan sonra satışta olacak. Havaalanı ulaşımı için de geçerli.

Copenhagen Card
Popüler şehirlerin olmazsa olmazı şehir kartları bazı şehirler için çok avantajlı olabiliyor. Önce gitmek istediğiniz yerleri belirleyip, tek tek giriş ücretlerini bir kenara yazıp; sonra Copenhagen kartınız olsaydı eğer ne kadara geleceğini + Copenhagen Card fiyatını ekleyerek fiyat karşılaştırması yapabilirsiniz. Zaten kendi sitesinde de bunun basit bir hesaplama aracı var.

Bu kartla birlikte hem havaalanının da dahil olduğu şehir içi ulaşım aldığınız kart süresi boyunca ücretsiz ve sınırsız, bazı müzeler ücretsiz, bazı müze ve aktiviteler de indirimli. 24 saatlik 54 Euro, 48 saatlik 77 Euro, 72 saatlik 93 Euro, 120 saatlik olanı ise 121 Euro.

KONAKLAMA

Kabul edelim ki Danimarka pahalı, Kopenhag da bundan bir güzel nasiplenmiş. Tabii biz buna rağmen Airbnb kullanarak 2 gece 2 kişi için 514 lira ödedik. Maalesef ev sahibi Jens evi kaldırmış fakat ben yine de onun profilini buraya bırakıyorum ki belki tekrar odasını paylaşmak ister ve siz de değerlendirebilirsiniz. Bu şehirde uygun bütçeli gezenler için gecelik kişi başı 20$ – 50$ arasında değişen bir konaklama aralığı var. Hostel mi otel mi ev mi seçeceğinize göre elbette fiyatlar çok değişiyor.

Konaklamak için seçebileceğiniz bölgeler;

Vesterbro: Merkez istasyonun hemen batısındaki Vesterbro, bir çok turistik yere yürüme mesafesinde ve toplu taşıma araçlarına elverişli bir konumda yer alıyor.

Nyhavn: Şehrin en fotojenik alanı! Şehre ilk defa gidecek turistler için tam bir üs. Bütçenize uygun bir yer bulursanız kesinlikle burada kalabilirsiniz.Christianshavn, Christiania ve giderek daha ilgi çeken bölge olan Refshaleøen ve Holmen’i keşfetmek için limanı geçmek yeterli.

Latin Quarter:Yoğun alışveriş caddesi Strøget ve Nørreport’un ana ulaşım merkezi arasında, dar bir cadde ve Arnavut kaldırımlı meydanların bulunduğu alanda yer alıyor Latin Mahallesi. Üniversite çevresinde ve Kopenhag’ın katedrali olan Vor Frue Kirke’in de yer aldığı bir bölge. Bölgeyi kuşbakışı için görmek için Yuvarlak Kule’ye gidebilir, Sankt Peders Stræde, Studiestræde ve Larsbjornstræde boyunca gezintiye çıkarıp ilginç dükkanlar keşfedebilirsiniz.

The Lakes:Şehir merkezinin batı ucunda, yürüyüşçüler ve koşucularla popüler olan yollar ile çevrili üç geniş, yapay göl var. Şehir merkezindeki göllerin orta bölümünden hemen geriye kurulmuş olan Botanik Bahçeleri, hoş Ørstedsparken ve mükemmel Torvehallerne yemek salonları. Köprünün diğer tarafına geçtikten sonra da, Jægersborggade ve Sankt Hans Torv çevresindeki popüler yerleşim bölgelerinin küçük barlar, butikler ve restoranlarla dolu olduğu, çok kültürlü bir Nørrebro’ya varabilirsiniz.

Tivoli / Town Hall:İki simge yapı şehrin en işlek yoluna bölünmüş durumda. Buralar biraz kalabalık ve genelde yol/bina çalışmaları yapılıyor olsa da Ny Carlsberg Glyptotek, Ulusal Müze ve Christiansborg Sarayı gibi önemli cazibe merkezleri içeren yakın zamanda belirlenmiş olan Kültürel Bölge’nin kenarında yer alıyor. Ulaşım bağlantıları da yakındaki Merkez İstasyon sayesinde çok rahat.

* Bölgeler hakkında bilginiz olsun elbette ama buralara yakın yerlerde konaklama alanları bulursanız onları da değerlendirmeyi unutmayın. Bizim konakladığımız Osterbro bölgesi öyleydi ve biz yürüyerek gezmeyi çok sevdiğimiz için çok da uzak gelmedi. Aşağıdaki haritadan mavi ve kırmızı olan zone 2’nin üst tarafındaki herhangi bir yerde konaklamak bence fena olmaz.


YEMEK

Samimiyetle söylemek isterim ki Kopenhag’da marketten bir şeyler almak dışında bir yerlere oturup da bir şeyler yemedik, banklar hariç. İsteyen bambaşka bir ülkeye gitmişken onların lezzetlerini denemeden olmaz diye düşünsün ben hiç onlardan değilim, onlara da saygım sonsuz.

Paşa paşa 3 gün için bir çok şeyin alışverişini yapıp, sırt çantamıza koyup öyle gittik. Hatta siz de bizim düşüncedenseniz bu kabin bagajına neler alınır diye merak ediyorsanız onun yazısını bile şurada yazdım. Yani bizim yemek için harcadığımız para 10€ ya vardır ya yoktur. Suyun markette bile 2€ olduğu bir şehirden bahsediyoruz neticede.

Tabii gitmek isteyenler için kendi listemi (uygun fiyatlı sayılan yerler) paylaşmayı bir borç bilirim. Neticede fiyatlarına bakmadım değil 🙂

Kahvaltı için;
Sankt Peders Bageri: Kopenhag’daki en eski fırın ve Danimarka hamur işleri yapıyorlar, tarçınlı çörekler ile ünlüler.
Lagkagehuset: Lezzetli (görünen) hamur işleri ve kahve içeren harika bir fırın.
Next Door Cafe: Uygun fiyatlarla krep, yumurta, pastırma vs. gibi büyük Amerikan kahvaltısı.
Cafe Bla: Her türlü sağlıklı seçenek sunan vegan lokantası.

Öğle ve Akşam yemeği için;
Sporvejen: Büyük porsiyon burgerler.
Friends & Brgrs Copenhagen: Bir diğer popüler burger lokantası.
San Francisco Dilimi: Meksika burritoları ve quesadillas
District Tonkin: Vietnamlı sandviçler.
Pizzacı Mamemi & Wine Bar: Biraz pizza istediğinizde.
Pizzeria La Fiorita: Başka bir sağlam pizzacı.

Torvehallerne: Burası ne derseniz, burası kapalı bir pazar alanı. Sadece yeme-içme için değil ama en çok da bunun için tercih edebileceğiniz küçük küçük dükkanların bir arada olduğu merkezi bir yer. Dükkanlara nazaran burada daha uygun fiyatlara karnınızı doyurmanız mümkün olabilir.

GEZİLECEK YERLER

Artık gezilecek yerleri uzun uzadıya anlatmıyorum ama hepsini yazıyorum. Çünkü her yerde mahallelerin bile geçmişine dair o kadar uzun uzadıya bence çoğunluk için gereksiz bilgiler oluyor ki, şu hızlı tüketim çağında pek kimsenin işine yaramıyor. Ben pratik olsun, bu yazıyı okudunuz mu kafanızda Kopenhag’a dair hemen hemen her şey canlansın ve planlanabilsin istiyorum. Bu yüzden hem uzun uzadıya yazmamak hem de önemli tüm başlıklardan bahsederek bir yazı ortaya çıkarmaya çalışıyorum. O zaman bizim 2.3 güne sığdırarak gezebildiğimiz her yeri yazıyorum. Kopenhag için 3-4 gün ideal olur ama Cuma’dan Pazar’a da hiç fena olmayacak bir rota.

Gezdiğimiz yerleri gezme sıramıza göre yazdım. Yani siz bu yerleri haritanız üstünde işaretlerseniz, aynı sırayla yürüyerek gezmeniz mümkün.

Küçük Deniz Kızı: Kopenhag’ın simgesi olan bu heykel, Andersen masallarındaki bir karakter. Edvard Eriksen imzalı ikonik bronz deniz kızını gördüğünde şöyle şeyler söylüyorlar; Biz bunun için mi geldik, Bu kadar küçük müymüş, Hımm güzel heykel, sıradaki… yani anlayacağınız iyi pazarlanmış, gelmişken göreyim diyeceğiniz tarzda bir şey. Yoksa gerçekten dokunmaya çalışanlarla görmeye çalışanların kalabalığının başka bir anlamı olamaz.

Kastellet: Kastellet tarihi bir askeri kale ve minik bir değirmen var. Doğruyu söylemek gerekirse biz o değirmeni görelim diye gittik. Etrafı da yeşillikler içinde olduğundan çok güzel bir park alanının içinde kalmış kale. Yani hem gün ortası pikniği hem de gezerken mola yeri yapılabilecek güzellikle bir yer. E bir de değirmenle fotoğraf 🙂

Gefion Çeşmesi: Kastellet’in ardından, Nisan ayında erik ağaçlarının açtığı dalların pespembe olduğu bahçelerden geçerken sağınızda ya da solunuzda kalıyor bu çeşme. Çeşmenin üstündekiler bir efsaneyi simgeliyormuş.

Nyhavn: Kopenhag’a gelmek için 2 amacınız varsa 1’isi burası olabilir! Gördüğünüz rengarenk evlerin olduğu kanal boyu burası. Olay çok basit rengarenk bitişik nizam ev yapmak ve onların görselliğini korumak. Bitişik nizam yazınca tüm estetiklik gitti gibi oldu ama onları böyle tanımlıyoruz. Aslında Nyhavn tarihte, dünyanın her yerinden gemilerin demirlendiği yoğun bir ticari limanmış. Bugün ise şehrin en turistik ve uğrak yeri haline gelmiş. İlla restoranlarda barda oturmanız gerekmiyor, hemen kanal kenarına ayaklarınızı sallandırıp oturarak marketten aldıklarınızı da yiyip içebilirsiniz. En güzel fotoğraflar da renkli evlerin hemen karşısındaki kısımdan ya da köprü üstündeki seyir kısmından çekiliyor.

Amelienborg Sarayı: Danimarka kraliyet ailesinin kışlık olarak kullandığı, 18. yüzyıldan kalma rokoko tarzında bir saray. İçinde müzesi de bulunuyor. Kraliyet ailesi halkla iç içe yaşamayı sevdiğinden şehrin ortasında bir saray. Sanki trafiğe kapalı bir alan gibi görünse de aslında trafiğe açık bir meydanı var.

The King’s Garden: Rosenborg’un muhteşem kalesinin önünde inanılmaz titizlikle düzenlenmiş harika bir bahçe burası. Yürüyüş için, spor için ya da sadece çimenlerde oturmak hatta güneşlenmek için bile buraya gelebilirsiniz.

Rosenborg Kalesi: Kralın bahçesinde yürürken göreceğiniz, rehberli turlarla kraliyet mücevherlerini barındıran müzesini görebileceğiniz, Hollanda Rönesans sarayı.

Botanik Bahçesi:Bu şehirde her yer park! Gitmişken görülesi olanlardan birisi de botanik bahçesi. Palm House olarak geçen camekanlı kısım tam olarak tropikal bir ortam sunuyor size. Dönen merdivendeki fotoğraflar da çok güzel oluyor. Binlerce türe ev sahibi olan bu bahçenin açık alanlarında da bir çok bitkinin üstünde kartlarda ne olduğu yazıyor. Ayrıca nilüferlerle kaplı gölet de çok güzel oluyor. Bu arada o Palm House kısmı yani kapalı tropik hava olan yer o kadar nemli ve sıcak ki, kat kat giyinip giderseniz ilk kata kadar üstünüzü çıkarabilirsiniz.

Rundetarn: 17. yüzyılda yapılmış bu kule aslında bir gözlem evi. Zamanla etkinliklerin yapıldığı bir yere dönmüş ve en üst katına da bir seyir terası yapmışlar. Ama önerir miyim, pek değil. Gözlemlemek için fena değil ama şehrin fotoğrafını çekmek için sıkıntılı bir alan yaratmışlar çünkü her yer tel örgülü demirle kaplı. Fakat iç kısımda da güzel ışık buldunuz mu fena bir kare yakalamayabilirsiniz. Burasıyla ilgili söyleyebileceğim ipucu ise kafe kısmının diğer yerlere nazaran uygun olması. Hatta makineden bir kaç kez de sıcak su alabilirsiniz (Cebinize sallama çay mı koysanız?). Kulenin dönen merdivenlenlerinde çıkmak için para vermişken inişte de burada dinlenebilirsiniz.

Stroget: Şehrin desenli karolarla bezenmiş alışveriş caddesi. Yani en azından öyle geçiyor ama kronun durumu malum. Benim en güzel önerim bu caddeyi tepeden fotoğraflamak isteyenlere olacak. Illum yani ILLUM 🙂 Burası bir alışveriş merkezi. Asansörle en üst kata çıkıp, dışarılarda oturacak gibi teras kısmına çıkabilir ya da bizim gibi açıkça niyetinizi belli edip fotoğraf makinenizle köşeye geçip bir kaç kare çekip geri inebilirsiniz. İsteyen oturup bir şeyler yiyip içsin tabii, ortam güzel.

City Hall Square/Kopenhag Belediye Binası: Belediye binası meydanı, şehrin işlek noktalarından birisi. Kopenhag Belediye Binası, Kopenhag Lordu ve belediye başkanı olmak üzere Kopenhag belediye meclisinin genel binası. Yakınlarda konaklarsanız şehir gezinize başlamak için de doğru bir nokta olabilir.

Tivoli Gardens: Yemyeşil kocaman bir eğlence parkı. Burası için giriş ücretlerinin (bize göre) pahalılığından ziyade bir de vaktiniz olması gerekiyor doyasıya tadını çıkarmak için. Tema parklar gibi değil, açık havada gerçekten büyük bir alanda; Kopenhaglıların da zaman geçirmek için geldiği yerlerden birisi burası. Park 19. yüzyılda kurulduğundan nostaljik öğeler de görmeniz mümkün. Hatta Walt Disney gelip gezmiş ve Disneyland için buradan ilham almış… öyle diyorlar.

NY Carlsberg Glyptotek: Kopenhag’da gezebileceğiniz çok fazla müze var. Eğer bir kaç tanesine gideyim derseniz burası onlardan birisi olsun.

Church of Our Saviour: Danimarka’nın en popüler kiliselerinden birisi burası. Christiania’ya giderken karşınıza çıkması çok muhtemel. Biz Rundetarn’ın tepesine çıkıp şehri gördüğümüz için burada bu eylemi gerçekleştirmedik ama isterseniz kilisenin kulesine çıkıp, şehre kuşbakışı bakabilirsiniz. Kilisenin girişi ve kuleye çıkış ayrı ayrı yerlerden, sırayı kaçırmayın sonra boşuna beklemiş olmayın.

Christiania: Susturamadığım iç sesim cümleye şöyle başlıyor, Burayı bu kadar abartmaya gerek var mı bilmiyorum. O yüzden ben size özetleyeyim. Öncelikle insanların fotoğrafını çekmeyin ama insan olmayan her yerde rahatlıkla fotoğraf çekip, kendiniz de çekilebilirsiniz. Fotoğraf çekmeyin uyarısı varsa dikkate alın yeter. Christiania özerk bir bölgede “Özgür Şehir” olarak varlığını sürdürüyor, kendi para birimi ve kendi bayrakları var. Yaklaşık olarak 1000 kişi yaşıyor burada ve kendileri evler, kafeler, atölyeler, okullar inşaa etmiş durumdalar.

Devlet tarafından tanınıyorlar ama ara ara hatta belki sık sık sıkıntılar da olmuyor değil. E ne yapıyorlar burada derseniz; bir kere araba ve silah kullanımı, çalmak, çalınanı satmak gibi şeyler yasak. Esrar satmak, kullanmak serbest. Kalabalık kısımlarda tezgahlarda her şeyi görüyorsunuz, orta yerde. İşte bu kısımlarda fotoğraf falan çekmeye çalışmayın ama sakin kısımlara yürüyüp, gezerek ortamı görebilir ne yapıldığını anlayabilirsiniz. Giriş elbette ücretsiz, ortamda yazanlara dikkat edin yeter.

Superkilen: Burası Norrebro bölgesinde yer alan bir park. Park 3 bölüme ayrılmış; Kızıl Meydan, Karaborsa ve Yeşil Alan. Kızıl Meydan modern, kentsel yaşamı kafe, müzik ve spor ile tanımlarken; Karaborsa çeşme ve banklar ile klasik bir meydan. Yeşil alan ise piknik, spor ve köpeği yürüyüşü için. Benim bu parkta sevdiğim asıl şey ise var olan eşyalar. Bu parkın çevresinde 50’den fazla ülkeden insan yaşadığı için her birinin ülkesine ait 100’den fazla nesne her bir ülkeden getirilip ya da satın alınıp parka yerleştirilmiş. Bazıları 1’e 1 yapılmış. Düşünce tamamen bir arada olmaya dair. Tabii çoğunlukla çizgili yapısıyla güzel fotoğraflar çekmek için gidilse de bu yanını da gidince öğrenmiş olmak güzel oldu.

Havnebadet Islands Brygge: Eğer Kopenhag’a sıcak zamanlarda gidiyorsanız burasını size öneririm. Kanal kenarında havuz! Ortam bildiğimiz havuzlar gibi değil ama deneyimlemesi keyifli olur diye düşünüyorum. Bizim gittiğimiz Nisan ayında açık değildi ama siz 1 Haziran – 30 Eylül tarihleri arasında giderseniz açık bulabilirsiniz.

GoBoat:Bu fikri çok sevdiğim için paylaşmasam olmazdı. Hemen üstteki havuzun yanında bireysel bir bot kiralama şirketi. 1, 2 veya 3 saat için kiralayıp Kopenhag’ın kanallarında gezebiliyorsunuz. 8 kişiye kadar botlara binilebiliyor ve kaptan siz oluyorsunuz. Bizim gördüklerimiz genelde arkadaş gruplarıyla birlikte, botta piknik yapanlar oldu ve kesinlikle çok keyifli görünüyordu. Bütçenize uyarsa sizin de aklınızda olsun.

Nyhavn Bot Turu: Eğer yok biz Goboat almayalım sizin gibi tekne turlarından birisine katılalım derseniz, ev sahibimiz Jen’in bize bulup tavsiye ettiği en uygun kanal turu Netto-Badene yazan, renkli evlerin hemen karşısındaki kaldırımda minik bir bilet satış yeri bulunan turdu. Kişi başı 8€ ödeyerek, keyifli bir kanal turu yaptık. Özellikle hava güzelse bu tur çok daha keyifli olur diye düşünüyorum. Gezerken fotoğraf çekmek de cabası 🙂

En renkli sokaklar:Kopenhag’ın gezilesi bu kadar yeri varken bir de Nyhavn’dan başka görülesi bir çok renkli evlerle dolu sokaklar var. Ben sokakların adını yazıyorum, siz çevrimdışı haritanıza kaydedin ki gezerken yakınlarda olan sokaklara bir göz atarsınız; Larslejsstraede, Sankt Hans Gade, Sofiegade, Overgaden Oven Vandet, Nybrogade, Gernersgade, Olufsvej, Magstraede.

Flying Tiger: Son olarak Avrupa’da hangi şehirde olsa ailecek gezmekten çok keyif aldığımız Flying Tiger! Aslen Danimarkalı olan bu markayı evinde bulmak da çok güzel. Bazen 1€’ya düşen kurabiyeleri almak için en güzel hediyelerden olabiliyor. Onun dışında içerisi yok yok dünyası olduğundan, sık sık konseptsel ürünler hazırladığından ve ihtiyacınız olmasa bile bir çoğunu almak isteyeceğiniz ürünler yaptığından gezmenizi tavsiye ederim. Alışveriş için de güzel seçenek.


Kopenhag notları da işte böyle. Aslında yarım gün için Malmö’ye de geçecektik ama sabah kendimizi iyi hissetmeyince, Flixbus’tan 5€’ya aldığımız biletleri yakmış olduk. Düşüncemiz otobüsle şehre gidip, trenle direkt havaalanına dönmekti. Biz bu seferlik yapmadık ama sizin zamanınız varsa aklınızda olsun.

Gelecek yazılardan haberdar olmak ve yeni seyahatlerimi görmek için beni takip etmeyi unutmayın! 🙂

Instagram :esrageziyor

Facebook : esrageziyor

Bunlar da ilginizi çekebilir;

8 YORUM

BurakOcak 18, 2019 - 15:00

Elinize sağlık Esra Hanım . Muhteşem açıklayıcı bir yazı olmuş Teşekkürler

Reply
esrageziyorOcak 21, 2019 - 06:34

Çok teşekkürler 🙂

Reply
Kamber KoçakMart 7, 2019 - 14:14

Çooooook teşekkürler Esra. Sayende gezilerimiz daha keyifli ve kolay oluyor.

Reply
esrageziyorMart 7, 2019 - 19:10

Kamber çok teşekkürler, iyi seyahatler 🙂

Reply
Fatma Latife AkkanNisan 6, 2019 - 18:26

Emeğinize sağlık çok teşekkürler

Reply
esrageziyorNisan 7, 2019 - 13:23

Yorumunuz için ben teşekkür ederim 🙂

Reply
TugceNisan 9, 2019 - 20:28

Cok guzel bir yazi olmus cok tesekkurler. Mayista stockholm ve kopenhag icin 1 haftamiz var ama hangisine kac gun ayiracagimiza karar veremedik, sizce hangisi daha uzun gezilmeli?

Reply
esrageziyorNisan 10, 2019 - 09:07

Tuğçe teşekkürler. Mayıs her iki şehir için de çok keyifli olur diye düşünüyorum. Gezilecek yerler açısından bakarsak Kopenhag 3, Stockholm 4 gün güzel olabilir. Stockholm’den yakın adalara da gidebilirsiniz. Yani aslında hangisinden hangisine uzun vakit ayırırsanız ayırın çok keyifli olacaktır. Şimdiden iyi seyahatler 🙂

Reply

esrageziyor için bir cevap yazın Cancel Reply

error: Bu içerik korunuyor.