AnasayfaGenel Bedbugslarla Nasıl Tanıştım?

Bedbugslarla Nasıl Tanıştım?

esrageziyor

Bedbugs yani tahtakurusu!

Dünyaya nasıl bir katkıları var bilmiyorum ama benim Budapeşte&Viyana tatilimde korku içinde uyanmama sebep olan minik sevimsiz canlılar. Kendilerini gözlerimle göremedim sanırım ama şu an bile fotoğrafına baktığımda huylanıyorum, direkt aklıma vücudumun hali geliyor ve hiç hoş lan mı yo rum!

Böcekten falan korkmam fakat bu canlılar öyle türden bir şey değiller. Okurken bile bir kaşınma gelebilir size. Zaten gündüzleri ışık olmayan yerlerde saklandıkları için geceleri kan emmeye geliyorlar. Ben onlarla tanışana dek cildimin bu denli hassas olduğunu da hiç bilmezdim ya da o günden sonra değişti.

Yıl 2014, Ekim.
Budapeşte ve Viyana’yı gezecek şekilde bir tatil planlamış ve konaklayacağımız yerleri Booking.com üstünden rezerve etmiştim… ki etmez olaydım. Oldum olası belli bir puan üstü ve iyi yorum alan yerlerden konuma ve bütçemize göre seçim yapıyorum, yine öyle olağan bir seçimdi Budapeşte. Defalarca önünden geçip bulamayınca kalacağımız yeri oturup beklemiştik iletişim kurduğumuz görevlinin gelmesini. Meğer metronun dibindeki o harika eski Budapeşte apartmanının en üst katındaki bir evin odalarıymış. Mini apart mantığı işte. Neyse 1900’lerden kalma olduğunu düşündüğüm asansörle apartmanın en üst katına çıkıp, harika manzaralı odamıza da yerleştik bir güzel. Zaten 2 kişiyiz, temizlik ve güvenli bir yer arıyoruz, her şey olağan görünüyor. Ve beyaz çarşaflar. Beyaz çarşaflar önemli çünkü temizliği gerçekten onlar gösteriyor. Allah var temiz gibi. Eşyaları bıraktık çıktık gezdik geldik ve elbette yorgunluğun üstüne bir güzel uyuduk.

Uyandım ve o da ne! Kaşıntıdan öleceğim galiba. Ekim ayı yani sivrisinek falan olmamalı. Kollarıma bir baktım sanırım gece boyu üstümde Halil İbrahim sofrası kurulmuş, herkes oturduğu yeri en kırmızıya boyayıp kalkmış. Olamaz böyle bir şey, abartıyorum demek isterdim ama abartmıyorum. Banyoya gidip bi’ suyla sakinleştireyim kollarımı belki iyi gelir diyorum ben komple şok. Yüzümdeki tepecikler geceden sabaha yüzüme nasıl yerleşmiş, hepsini geçtim bu hayvanlar benim yüzümde nasıl yürümüş akıl sır erdiremiyorum ama o sırada herhangi bir hayvanın bunu yaptığını da bilmiyorum. Abartmadan devam etmek istiyorum ama şu an o sahneler aklımda canlandıkça resmen karıncalar geziniyor gibiyim üstümde. Benim bacaklar falan da gitmiş.

İşin ilginç tarafı, hala anlayamadım, Fırat’a dokunmamışlar dahi. Fırat’ın halimi anlamasının imkanı yok ama bakışlarından karşısındaki “şeye” anlam veremediği çok açık. Bir de sonralarda söylüyor “çok korktum ama sen bozuntuya vermeyince ben hiç vermedim” diye. Öyle de rahat bir insanım ama kollarım bacaklarım yüzüm içler acısı.

Geleli sadece 1 gün olmuş yaşadığımız olaya bak. İlk dakikaları atlattıktan sonra anlıyoruz ki beni bir şeyler ısırmış (yemiş bitirmiş) bu odada daha fazla kalamayız. Aklımıza ilk gelen arkamıza bile bakmadan oteli terk etmek oluyor. Aşağı iner inmez de hemen bir eczane var. Eczaneye girip kendimi gösteriyorum ama çalışanlar çok rahat 50 yaş üstü teyzeler ve anlam veremediğim bir camekan var arada bakıyorlar ama anlıyorlarsa da kızarıklardan bize anlatamıyorlar. Biz de ne olduğunu bilmediğimiz için herhangi bir ilaç, krem falan alamıyoruz tabii. ( O zamandan sonra yanımda hep bir krem, ilaç gibi ilk yardımlık şeyler taşıyorum) Oteli değiştirip, biz gezmeye devam.

Oldum olası sinekler yaz boyu beni ısırmıştır ama onlara fazlasıyla alışık olduğumdan boyutları ya da kaşıntısı beni rahatsız etmez. Bu öyle bir şey değil, belki de saysam vücudumda 100e yakın kırmızı şişlik vardı ve ben öyle öyle gezdim. Hala kendime şaşıyorum.

Tatil bitip döndüğümüzde adını koyamadığımız kırmızı şişliklerin ne olduğunu araştırıp, soruşturmalarım sonucu anlıyorum. Bunlar lanet tahta kuruları ve hala sağım solum şiş. Tahta kuruları mobilyaları yiyen tahta kurdu gibi değillermiş ama bu ansiklopedik bilginin pek bir önemi yok. 1 ay kadar şişlikler inmedi ama ilk 1 haftadan sonra kaşıntısı azalmıştı neyse ki. Yeni yer gezip görücem derken onları unutabildim ama başka türlü olsa koşarak hastaneye falan giderdim herhalde. Seyahat ederken evhamlı olmamayı da öğreniyor insan bir şekilde demek ki. Tabii döndüğümde ben yine bi doktora gittim, krem aldım ve endişe etmem gereken bir şey olmadığını da öğrendim. Hoş ilk 1 hafta geçmiş zaten bir şey olacak olsa olurdu herhalde.

Bedbugs / esrageziyor

Şunları yazıcam diye gece gece oturduğum yerde o kadar kasıldım ki fotoğraflarına bakması hiç çekici gelmedi bu yüzden yakın çekimleri eklemiyorum ama illa ki görmek isterim derseniz Google’a yazın ama bence hiç görmeyin. Bu hikayeyi yazmak da geçenlerde bir seyahat sever ” yaşadığın ilginç hikayaleri de yazsana” demişti de öyle aklıma geldi. Bu çok sevimli bir hikaye olmasa da sonrasında tahta kurusunun bizden daha çok gezdiğini ve özellikle baştan aşağı ahşap, tahta olan yerlerde kalmamam gerektiğini öğrenmiş oldum.

Seyahat etmek böyle bir şey, çoğunlukla ruhu doyuran tecrübeler edinsek de bazen böyle yaşaması zor ve panik eden anlar da olmuyor değil. Başkası yerimde olsa nasıl tepki verirdi bende merak ediyorum. Çünkü amazonları gezsem her yanımdaki kızarıklığı anlayabilirim ama şehir otelinde kalırken bunu yaşamak korku dolu olabiliyor. O yüzden siz hem iyi yerler seçip hem de sağlık konusunda minik tedbirler almayı ihmal etmeyin derim.

Bedbugssız günler dilerim bedbaht olmayalım. (kötü esprili son)

Bunlar da ilginizi çekebilir;

2 YORUM

Ece ÜnsalEylül 6, 2017 - 09:48

Sevgili Esra merhaba! Zaten geçmiş ama yine de geçmiş olsun 🙂 Ben de son zamanlarda seyahatlerimde yanımda ilaç götürmeye başladım ama benimkiler klasik ağrı kesici, soğuk algınlığı vs. gibi ilaçlar. Sen yanında neler götürüyorsun ilaç olarak onları merak ettim 🙂

Reply
esrageziyorEylül 6, 2017 - 20:23

Ece merhaba,

Yine de çok teşekkürler. Henüz çok akıllanmış değilim sanırım yanıma sadece 2 ilaç alıyorum; biri Majezik diğeri Advantan. Çoğunlukla yanımda Bepanthol ve sinek kovucu sprey oluyor o kadar. Etkili tavsiyelerin varsa seve seve alırım 🙂

Reply

Ece Ünsal için bir cevap yazın Cancel Reply

error: Bu içerik korunuyor.