Seyşeller adı geçtiğinde inanılmaz kumsallar ve doğal güzelliklere dair onlarca fotoğraf görebilirsiniz. Dünyanın en güzel kumsalları denildiğinde de bu ülkeden ama en başta da bu adadan bir kumsal var ki sırf onun için bile Seyşeller seyahatine bu adayı dahil etmeye değer.
Hangi adada kaç gün kalalım planlaması yaparken adını en son öğrendiğim ada La Digue’di. Araştırdıkça ise adada neredeyse hiç motorlu taşıt olmaması, her yer ama her yerde bisiklet olması ve muazzam toprak yollarıyla çarpıcı güzellikteki doğasını görme isteği bizi hiç yanıltmadı. En çok granit kayayı bu adada gördüm ve canlı mercan kayalıkları inanılmazdı.
La Digue ülkenin 3. büyük nüfusuna sahip ve yerleşim olan bir ada. La Digue adasına günübirlik gelmek de çok popüler ama adanın havasını gerçekten içinize çekmek için bir kaç gün geçirmek gerekli.
Adaya Ulaşım
Adaya ulaşımı tek sağlayabileceğiniz yol feribot. Bu yüzden Mahe ya da Praslin adasından direk feribotla buraya ulaşabilirsiniz. Praslin’den 15 dakikalık yolculukla, Mahe’den ise 1 saat 15 dakikalık yolculukla adaya ulaşabiliyorsunuz. Ulaşıma dair detaylar iseAdalar Arası Ulaşımyazımda.
Ada İçi Ulaşım
Tek cevap hakkımı kullanmak istiyorum; bisiklet! Siz diyin 5 yıllık ben diyeyim 10 yıllık, bisiklet tarihi boyunca üretilen çoğu bisikleti burada görmek sanırım mümkün. Yeni olanları da yok değil ama çoğunlukla konakladığınız oteldekiler yıllanmış oluyorlar.
Biz bisikleti kaldığımız yerden kiraladık. Normalde ayrı dükkanlar şeklinde bisiklet kiralayan yerler de var. Hatta siz feribottan indiğinizde yanınıza bir çoğu gelip “siz bisikleti bizden kiralayın, biz çantalarınızı kalacağınız otele bırakırız” diyorlar ki hiç de mantıksız değil.
Bisiklet kiralayacaksanız ortalama fiyatın 100 Seyşeller Rupeesi / 7€ olduğunu unutmayın. E zaten La Digue’e gitmişseniz de bisiklet kiralayıp gezmeden dönmeyin. Eğer konaklayacaksanız ve en azından bisiklete 2 gün ihtiyacınız varsa pazarlık yapmayı ihmal etmeyin, biz 2 gün için tek kişi 150 Seyşeller Rupeesi ödedik.
Şimdi eski kaynaklarda göreceğiniz motorlu taşıt yok kısmı doğru değil tabii ama öküz arabası hala nostaljik bir şekilde devam ediyor. Biz de sadece balayı çifti olduğunu düşündüğümüz bir çifti, arabanın içinde gelinlik damatlıkla görünce hatırladık öküz arabasının da bu adada olduğunu.
Feribottan inip otele nasıl giderim diyenler için bir de taksi seçeneği var. Muhtemelen oteliniz yakın olacak küçük bir ada olduğu için ama siz yine de bizim gibi 25 dakika yürüme mesafesinde bir otel seçerseniz, taksi kullanabilirsiniz. Taksi fiyatları da ada içinde genelde sabit 100-150-200 rupee diye öğrendik, siz hesabınızı ona göre yaparsınız.
Yürümeden bu adayı gezemez miyim yahu diyenler için o da olur. Yürüyerek gidebileceğiniz çok güzel bir kaç sahil ve ulusal park var. Eğer ki yürüyecekseniz de feribota olabildiğince en yakın konaklama yerini seçin ki ihtiyacınız olacak şeylerin içinde olun ve yürümek kolay olsun.
Konaklama
Çok büyük bir ada olmasa da La Digue için konaklama seçeneği oldukça fazla. Çoğu da self catering ya da apart tarzı yerler. Yani mutfağı olan odalar ya da ortak mutfaklı evler gibi düşünebilirsiniz.
Mahe, Praslin ve La Digue olarak konakladığımız bu 3 adayı düşündüğümüzde en pahalı seçenek La Digue adasındaydı. Bu adada konaklamanın gecelik ücretleri ortalama 70€’dan başlıyor.
Bölge olarak kalmanızın en uygun olacağı yer feribota en yakın kısımlar olacaktır. bir kaç sahil dışında her yer feribotun olduğu bölgeye fazlasıyla yakın. Bisiklet kiralayacağınızı da düşünürsek feribotun bulunduğu kısma yakın kalmak sizi çok rahat ettirecektir.
BizChloe’s Cottage Self Cateringadlı bu yerde kaldık. Bisikletle feribot kısmına 10 dakika sürüyordu ama sakinliği ve temizliği bir de kahvaltının dahil olması bizim için fazlasıyla güzel oldu. Odamız 1+1 kıvamında olduğundan, 2 gece çok rahat ettik. Kahvaltı sabah onlardan öğle ve akşam yemeklerimizi de biz kendimiz mutfağımızda yaparak kendi ekonomimizi dengeledik.
Konaklama yerlerinişuradangörebilirsiniz. Normalde hep booking.com’u kullanırdım fakat bu seyahatimde ilk defa Agoda’yı denedim çünkü en ucuz fiyatlar ondaydı 🙂 Direk ödeyip aldım 3 adadaki 3 odayı da hiç sıkıntı olmadı.
Yemek
Ada yazılarımın her bir yemek başlığının altına valizimin içindeki yemeklerin fotoğrafını koymak istiyorum. Yemek dediysem; bir kaç konserve, noodle, atıştırmalıklar ama özellikle tuzlu fıstık, sallama çay, ilk bir kaç gün için ekmek – peynir. Yani demem o ki biz neredeyse hep kendin pişir kendin ye yaptık ve bu yüzden de mutfağı olan yerlerde konakladık. Dışarıda 1 gece dışında yemedik ve sabahları kaldığımız yerin kahvaltılarını çok sevdik.
Yemek için tabii sizi zor durumda bırakmam istemem, siz doyasıya harcarım yer içerim diyorsanızşuradankendinize uygun restoranlar bulabileceğinize eminim.
Hıı derseniz ki sen ne tavsiye edersin ben bulduğunuz her meyveyi tadın yerim. Yıldız meyvesi olgunlaşmışsa tadı harika mesela. Hindistan cevizleri zaten her yerde. Sarı olduğuna bakmayın onların suyu çok lezzetli, kahverengi olanlar ise zaten bu kırıp yemelik olanlar.
Gezilecek Yerler
Her ne kadar ada dendi mi insanın aklına deniz-kum-güneş 3’lüsü gelse de Seyşeller bu yönden biraz daha cömert, size okyanus dışında da bir şeyler sunuyor. La Digue için görmeye değer 2 yer var; ilki önünden muhakkak geçeceğiniz adanın küçüklüğüne göre büyük sayılabilecek bir kilise ve ulusal park.
Union Estate Park / Ulusal Park
İşte bu park çok güzel ve görmezseniz olmaz. İçinde neler neler var; vanilya plantasyonu, palmiyeler, o kocaman 100 yıllık kaplumbağalar, büyük granit kaya, geleneksel hindistan cevizi işleme yeri, bot parkı ve adanın belki ülkenin en popüler sahillerinden Anse Source D’argent.
Yavaş yavaş gezinerek yarım gün geçirebilirsiniz. Yerellerden alınmasa da sizden 100 rupee /7€ giriş ücreti alıyorlar. Siz bilet almak için durduğunuzda yanınızdan birileri bisikletiyle uçup geçiyor olabilir, kızmayın. İşte onlar turist olmayanlar 🙂
Notre Dame de L’Assomption / Notre Dame Kilisesi
1853 yılında yapılmış bir kilise burası. Özel bir mimari görünümü ya da tarihi yok. Sadece sonradan “nasıl gözden kaçırmışım” dememeniz için ben paylaşıyorum.
Yapmadan Dönme
- Bisikletle sarmaşık ağaçlı uçsuz buçaksız yeşil yollardan geç
- Ulusal Parkın içindeki ince uzun palmiyelerle fotoğraf çek
- Dünyanın en güzel kumsallarından olan Anse Source D’argent’ın sonuna kadar yürü
- Dalgalı sezonda gittiysen Grand Anse plajında en büyük dalga eğlencesini yaşa
- Vanilya plantasyonunu gör
Bol fotoğraflıLa Digue Sahilleriyazıma da göz atmayı unutmayın derim!
1 Yorum bırak
Yine süperrrr bilgilendirici bi yazııı 🙂