AnasayfaSeyahat İpuçlarıFotoğraf Seyahatlerde Kullandığımız Çekim Ekipmanları

Seyahatlerde Kullandığımız Çekim Ekipmanları

esrageziyor

Dünyayı döne döne gezme isteğindeyken, benim için bir diğer olmazsa olmaz fotoğraf çekmek. Üniversiteye başladığımda şu geri ödemeli devlet bursuyla kendime ilk dijital makinemi almıştım, nasıl büyük mutluluktu anlatamam. Henüz telefon kameraları bu kadar gelişmemiş ve alım gücü herkes için normalleşmemişken 12 megapikselli bir dijital fotoğraf makinesi ile kendi kendime anıları kaydetmeye başladım. Zaman ilerledikçe, yeni cihazları tanıdıkça ve teknolojiye bütçem doğrultusunda zaafım oldukça da geliştirmek ilerletmek istedim her daim.

Aslında seyahatlerde kullandığımız cihazlar tamamen kendi seçimimiz yani her zaman daha iyisi daha işlevseli vardır elbette ama bizim elimizdekilerle neyi ne kadar yapabileceğimizi paylaşıp, sizin de aklınızda herhangi bir soru varsa yardımcı olacağını düşünüyorum bu yazının.

Aynı zamanda “Seyahatlerde Fotoğraf Çekmek İçin 9 İpucu” yazım da belki yeni başlayanlar için yardımcı olabilir.

FOTOĞRAF ve VİDEO

Şu an kullandığım Sony fotoğraf makinem kendime aldığım 4. fotoğraf makinesi. İlk 2’si dijitale giriş niteliğinde olup, şimdiki çoğu telefon kadar iş görüyordu ama son 2’siyle yıllar geçirilir. Zaten akıllı telefonların kameralarının bu denli gelişmiş kamera teknolojisine sahip olduğu bu dönemde biliyorum ki çoğu kişi fotoğraf makinesi almayı düşünmüyor dahi. Bana sorarsanız en iyi telefon bile olsa fotoğraf makinesinin yeri ve kalitesi her zaman çok daha ayrı.

Fotoğraf makinesi alacağınız zaman karşınıza az bilinmeyenli denklem gibi çıkacak olan 2 terim var; DSLR fotoğraf makineleri ve Aynasız diye tabir edilen fotoğraf makineleri. Teknik kısımlara girebilecek değilim ama en kestirme yoldan kafanızda canlansın diye bir ayrım yapacak olursak DSLR gövde olarak ağır, aynasız seyahatlerde taşıma konforu adına hafif gövdeli makine çeşiti.

DSLR genellikle çok daha profesyonel kişilerin tercih edip, ciddi güzel fotoğraflar ortaya çıkarabileceği çok fazla manuel ayarlama yapabileceği makineler. Aynı zamanda daha uzun süreli pil ömürleri de var, çünkü büyük bir pile sahip ve ağır olmasının etkenlerinden birisi de zaten bu. Günümüzün en popüler DSLR makine markaları Canon ve Nikon. Benim tercihim Canon, hatta harika bir model önerecek olursam o da yakınen kullanan bir fotoğrafçı arkadaşımdan her daim gördüğüm Canon Mark 4.

Aynasız makineler, öncelerde hep DSLR makinelerden daha alt seviyede listelenirdi fakat artık günümüzün değişen ve gelişen teknolojisiyle üst segment aynasız makineler de DSLR makineler kadar iyi iş çıkarıyor. Seyahat edenler, bir de hafif lens seçti mi taşıması o kadar rahat oluyor ki; “off kurtulayım şu makineden” ya da “acaba yanımıza almasak mı bu sefer, çok ağır” gibi serzenişlerden kurtarıyor sizi. Şu andaki makinem aynasız olduğundan kendimden biliyorum bu durumları. Ben yine de hafif bir lens seçemedim kendime o ayrı ama olsun. Aynasız makinelerde ise en popüler markalar; Sony ve Fujifilm. Çok fazla araştırma yapıp ben Sony Alpha serisini hayranlıkla inceleyip, kendime de bir tane aldım zaten.

*Yeni bir makine alacak ve bizim gibi hobi amaçlı; seyahatlerde ya da evde dursun bir tane diye kullanacaksanız kesinlikle aynasız makinelerden öneririm. Mümkünse de makineyi elinize alıp, bakmadan almamaya özen gösterin. O zaman hangi makinenin size daha uygun olduğunu anlarsınız zaten.

Canon 1200d, JPG (Brugge, Belçika)

Canon 1200d, RAW (Brugge, Belçika)


Canon 1200d

İlk makinemi üniversite bursumla almış biri olarak, ilk yarı profesyonel makinemi de çalışmaya başladıktan sonra ilk maaşlarımdan biriyle almıştım. 2013 yılında alıp 2017 yılına kadar hemen hemen tüm seyahat fotoğraflarımı bu DSLR’a giriş makinesiyle çektim. Lens olarak da kit lens denilen, kendi üstünde olan 16-55mm lens ile kullandım. Yeni başlayacak olup, DSLR bir makine isteyenler için gerek manuel gerek otomatik ayarlarıyla kullanımı çok keyifli ve basit bir makine. İlk zamanlar elimi doldurması, çekimleri, kalitesi o kadar hoşuma gidiyordu ki iyi ki almışım diyordum. Sonraki zamanlarda daha sık seyahat edip, minicik çantalar hazırlamaya başladıkça aslında pek büyük olmayan bu makinem ağırlık yönünden beni düşündürmeye başlamıştı. Çok mu ağırdı, hayır ama günde 20 bin adım atarak gezerken çantaya koydum çıkardım derdi, ya da kolumda taşıma zorluğuyla artık beni yorduğunu düşündüm. Hal böyle olunca 2017’nin Haziran’ında yeni bir makine alınca bu makinemi de sattım.

Sony a6300 ( Eden Adası, Seyşeller )

Sony a6300

Bu yazıyı yazma tarihim itibariyle 9 aydır kullandığım yeni oyuncağımız hatta yol arkadaşımız bu! Kendisinden çok memnunum çünkü araştırdım ve bütçeyi az biraz aşarak mantıklı bir yatırım yapmak istedim. Hızlı netleme yapabilmesi, 4K video çekebilme özelliği, Wi-fi oluşu ve 400 gram gövde ağırlığına sahip olması gibi özellikler tam olarak isteyip, anladığım özelliklerdi. Daha keşfetmediğim ve geliştirmeye, öğrenmeye açık çok fazla kısım var benim için bu makineyle ilgili ama yeri gelip otomatik modda çektiğimizde bile kalitesi bizi tatmin ediyor.

Lens olarak bu makinede kit lens tercih etmeyip, 18-105mm lens tercih ettim. Doğrusu lens ile birlikte makine az biraz ağır oluyor ama ilk etapta hem seyahat hem doğa hem portre gibi çekimler adına en uygun lens buydu bizim için, zamanla diğer minik ama işlevsel lenslerden almak da aklımda. Çekilen fotoğrafların kaliteli olup, Lightroom ya da benzeri programlar üstünde kaliteli bir şekilde işlem yapabilmek açısından da bu tarz bir makine bence az biraz ilgisi olan bir seyahatsevere şart.

Video özelliği için de bu makineyi çok sevdim ama seyahat anında videolarımı bu makineyle çekmiyorum.

*Sony Alpha serisinin diğer modellerini de incelemenizi tavsiye ederim, çok güzel çeşitleri var.

Fujifilm Instax Mini

İşte bu tam eğlencelik bir minik! Retro görünümlü, beyaz çerçeveli tam da Amerika gençlik filmlerinde gördüğümüz ve az biraz özendiğimiz fotoğrafların mimarı 🙂 Aliexpress’le haşır neşir olmaya başladığım, 2015 yılının Şubat ayında 1 Dolar henüz 2.4 Türk Lirasına tekamül ederken ve gümrük sınırı 20/30 eurolara düşmemişken almıştım ben bu makineyi. Tam olarak aradığınız şeyi size veriyor; eğlence, şipşak foto ve az biraz vintage görüntüler. 3-4 modu var makinenin, bir kaç pille çalışıyor ve içine 10’lu poz koyabiliyorsunuz. Pozların tane fiyatının günümüzde artık 4-5 liraya denk geldiğinden ve dur ucuz buldum stok yapayım durumu olmadığından (bildiğin bayatlıyormuş pozlar ama ben denk gelmedim) özel günler kullanımına dolaba, kitaplık kenarına kalkan ya da fotoğraf içinde fotoğrafı çekilen makineler haline gelmiş olsa da ben çok seviyorum. Aklıma gelmişken arada bir D&R’da pozlar için kampanya olduğunda yarı fiyatına düşebiliyor 60’lı poz kutusu. Birisine hediye almak isterseniz de neredeyse garanti mutluluk sağlayan bir seçim oluyor, benden söylemesi 🙂

Iphone 7, Ön Kamera ( Mavra Volia, Sakız Adası)

Iphone 7 / Iphone 8 Plus

Güncelleme : Şu an ben Iphone Xr kullanıyorum ve video kalitesi elbette 7’den çok daha iyi ve hala videolarımı bununla çekiyorum. Iphone 7’mi değiştirme sebebim de telefonun 3 yılın sonunda bozulmuş olması ve artık geri dönüşünün olmamasıydı.

Bunların burada ne işi var demeden ben söyleyeyim, benim tüm vloglarım Iphone 7 ile çekiliyor yani ben çekiyorum(çekiyordum)! Iphone, 6s modelinden sonra kameraya 4K video özelliği getirmesiyle inanılmaz bir rahatlık ve kalite sağladı bence.

Fırat’ın da kullandığı 8 Plus. Sürekli telefon değiştirelim, en yenisini alalım gayretimiz hiç olmadı ama her ikimiz de teknolojiyi seven insanlar olduğumuzdan alacağımız ürünlerin bizi olabildikçe uzun yıllar idare etmesini istediğimizden fiyat/fayda dengesini teknoloji adına gözetmeyi seviyoruz.

Yurt dışından telefon aldığınızde ülkeye geldiğinizde kayıt ettirmeniz gerekiyor ve bunun için ödemeniz gereken ücret 1800 tl. Yine de yurt dışından alayım derseniz Iphone’lar için İsviçre fiyatlarına bakmanızı öneririm. Amerika’nın daha uygun olma ihtimalini söylemiyorum bile.

Sjcam 5000 Wifi ( Halkidiki, Yunanistan )

DRONE (Nisan, 2019)

2018 Mayıs ayında aramıza yeni bir ekipman kattık ve çok istediğimiz droneu satın aldık. Bizim kullandığımız model, DJI markasının Mavic Air modeli. Mavic Air Combo olarak satılan paketi aldık. Combo paketin avantajı ekstra pil, pervane gibi uzun dönemde kesinlikle gerekli olabilecek aksesuarların olmasıydı.

Mavic Air’i tercih etmemizin bir kaç sebebi var; 500 gram altında bir drone olduğu için resmi olarak kayıt ettirme zorunluluğu yok, sık seyahat ettiğimiz için taşıma zorluğu yok ve çekim kalitesi 4K. 4K şimdiler için yeni bir teknoloji olsa da tüm cihazlarımızın bu kalitede olması uzun ömürlü kullanabilmemiz ve gelecekte bu yönde işler yapacak olursak zorlanmamamız için bizim tercihimiz oluyor.

Seyahat ederken Mavic Air’i taşıması da hiç sorun olmuyor. Dronedan yani ana gövdeden pili çıkartarak kabin bagajında bir kaç ülkeye(Barselona, Stockholm, Bali, Kuala Lumpur) seyahat ettik ve hiç bir sıkıntıyla karşılaşmadık.

Dji markasının hemen hemen bütün ürünlerinde kullanım kolaylığı var. Yani şimdi ben bu droneu alsam kesin düşürürüm diye düşünmeye gerek yok. Her şeyi kuralına göre ve yavaş yavaş yaparsanız, zaten cihazların da kendisi için sensörleri olduğundan yavaş yavaş bu işi öğrenebiliyor ve cihaza zarar gelmeden ilerleyebiliyorsunuz. Elbette minik bir cihaz olması hava koşullarından etkilenmesine de sebep oluyor ama çoğu drone bu şekilde olduğundan bunu bir eksi olarak görmek gerekmiyor. Hava rüzgarlıysa, çok fazla martı varsa ya da yağmur,kar gibi ıslak nemli bir havadaysanız elbette drone uçurmak mantıklı değil. Bunun dışında DJI Go uygulamalarına ve drone kullananlara özel hava durumu uygulamalarına bakarak, drone uçurmanın serbest olduğu her yerde drone uçurabiliyorsunuz.

Dünyanın her neresinde olursanız olun; binalara, insanların olduğu alanlara belirli bir mesafede yaklaşmak yasak. Bugüne dek hiç bir yerde çekim yapmak için izin almamız gerekmedi ama hep sakin bir ortam olmasına ve kimseyi rahatsız etmemesine dikkat ettik. Bazı ülkeler katiyyen drone uçuşuna izin vermediği için o ülkelere giderken yanınıza dahi almanızı tavsiye etmem.

Şu siteden gideceğiniz ülkeyi yazarak izin ve gereklilikler durumunu öğrenebilirsiniz.

Mavic Air modeli bizim için yeterli olduğundan kesinlikle önerebileceğim bir model. Dji markasının tüm drone modellerine bakmak isterseniz onlara da şuradan ulaşabilirsiniz. Biz 5000tl gibi bir fiyata satın almıştık.

DJI OSMO POCKET (Nisan, 2019)

Dji gönlümüzü kazanan bir marka oldu ve Mart, 2019’da da Osmo Pocket aldık. Bu cihaz tam gezginler için yapılmış desem pek yanlış olmaz sanırım. 4K video çekiyor, kaliteli fotoğraf çekiyor, minicik, telefonla bağlantı kurarak bir çok farklı modda çekimler yapabiliyor ve gimbalı var! Bayağı iyi bir cihaz bence. Fotoğraf konusunda detaylar istemesem sadece bu cihazı alarak seyahat edebilirim. Gimbal demek titrememesi demek olduğundan, video çekerken net görüntüler elde etmeniz bu el boyundaki cihaz ile çok mümkün.

Açma tuşuna bastıktan sonra saniyeler içinde açılıp, çekime de hazır hale geliyor. Yani profesyonel bir kullanıcı olmayacak ama anılarımı kaydedeyim bir de yer kaplamasın istiyorsanız Osmo Pocket’ı kesinlikle öneririm. Sırf cool görünüyor diye kocaman fotoğraf makinelerini elde tutmak ya da taşımaya gerek bırakmayan her türlü gündelik kullanıma, belki profesyonel sayılabilecek video çekimlerine bile uygun bir cihaz olmuş. Kullandığım kadarıyla bunu da öneriyorum. Biz 2.250 liraya satın aldık.

Tripod

Sizin fotoğraflarınızı kim çekiyor sorusunun cevabı, bizim “Bizi kimse düzgün çekemiyor, ne yapsak ki?” serzenişlerimizin cevabıyla aynı: Tripod!

Çift gezerken (ki bence tek gezerken daha önemli) birilerine telefon verip, fotoğraf çekmesini istemekten daha kötü bir şey varsa birisine fotoğraf makinesi verip sizin fotoğrafınızı çekmesini istemek. Çünkü olmuyor!

İşte bu gibi minik sıkıntılar yaşadıktan sonra dur bir tripod alalım da bizimle 3 kıta gezmiş olsun son 1 yılda diyip, internetten en ucuz olabilecek olanı bulup aldım. Zaten yanımızda taşıyacağımız için hafif ve pratik olması şarttı, ilk olduğu için de çok harika bir şey olmasına gerek yoktu ama sağa sola devrilmemesi de yeterliydi. Öneriyorum ya da bu kalitelidir diyemem ama yine de fikir olsun isterseniz şu an elimizdeki tripodtam olarak bu.O kadar gezmeye dayanamayıp, ayakları dışında bir kaç yeri kırılmaya başladı diyebilirim, tabii bu sürekli aç kapa yaptığımız için de olmuştur. Siz kendinize uygun olanı seçin çünkü ben de “dur bu ucuzmuş, bunu deneyelim” diye almıştım. Tripodların bildiğim kadarıyla hemen hemen hepsine telefon için minik bir aparat alıp, telefonla da kullanabilmeniz mümkün.

* Güncelleme: 2019 yılından beri elimizde National Geographic Manfrottto tripod ve Prodigix Pdx 301 Dx Plus modelleri var. National Geographic olan sırt çantasına sığabilmesi ve 1 kilo altında olmasıyla kabin bagajı seyahatlerimizde gayet rahat oluyor.

O orada dururken bizi nasıl çekecek derseniz de artık hemen hemen her makinenin ve telefonun geri sayım zamanlayıcısı var. Koşma hızınıza göre 3,5,10 saniyeye ayarlayıp fotoğrafta olmak istediğiniz kısımda yerinizi alabilirsiniz ya da kumandası olan bir tripod kullanabilirsiniz. Diğer yöntem de makine için, makinenizin uygulamasını telefona indirerek telefondan çekimlerinizi yönetebilirsiniz.


Bu yazıdan sonra “Fotoğrafları Düzenlemek İçin Kullandığım Uygulamalar” yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Yorum Bırak

error: Bu içerik korunuyor.